Saray'da Kaybolan Mühür
Prof. Dr. Murat Küçükuğurlu
Osmanlı Devleti döneminde Erzurum’da varlığı bilinen en önemli yapılardan birisi “Paşa Sarayı” idi. Bu büyük bina, Lalapaşa Cami’nin karşı çaprazında, yani bugünkü Cumhuriyet Caddesi’nin kuzeyindeki Yakutiye Belediyesi ile Bölge İdare Mahkemesi (eski Hükümet Konağı) binaları arasındaki bölgede bulunuyordu. Tam karşısında Sultaniye Medresesi ve onun içinde halk tarafından “Belam bin Baura’nın Çilehanesi” denilen kümbet tarzı bir yapı vardı. Sarayın ön kapısı (divan kapısı) caddeye, yani Sultaniye Medresesi tarafına bakıyordu. Saray, bu caddeye paralel olarak uzanıyordu. Bu caddeye “Sarayönü Caddesi” deniliyordu. Saray’dan Erzincankapı’ya doğru uzanan bölgeye ise “Sarayönü Çarşısı” ismi verilmişti. Sarayın güney kısmında büyük bir bahçe vardı ve burası “Saray Meydanı” idi. Bu meydan güneyde, kale surları üzerindeki Yenikapı’ya kadar uzanıyordu. Burada cirit ve diğer savaş oyunları oynanıyordu.
1840’lardaki Osmanlı-İran sınır görüşmelerine katılan Rus heyetinde görev yapmış olan Proskuryakov, Paşa Sarayı’nın içerisinde iki katlı taş bir nöbetçi binası, sekiz top ve mühimmatın yer aldığı bir batarya ve cephanelik, resmi kabul ve idari ofislerin bulunduğu divanhane, bir hapishane, harem binası ve güzel bir hamam bulunduğunu belirtir. Kırım Savaşı sırasında Erzurum’da bulunan Charles Duncan ise Paşa Sarayı’nın hiçbir onarım görmeden, yaklaşık 400 valinin saltanatını görmüş harap bir bina olduğunu belirtir.
Erzurum Paşa Sarayı pek çok tarihi hadiseye ev sahipliği yapmıştı. Örneğin 1823 ve 1847’de Osmanlı Devleti ile İran arasındaki Erzurum Antlaşmaları bu sarayda imzalanmıştı.
Paşa Sarayı, Erzurum’da değişimin öncü mekânlarından biri olmuştu. Napolyon’un İran’a gönderdiği elçilik heyeti içerisinde 1807’de Erzurum’a gelmiş olan İtalyan Doktor Salvatory, Paşa........
© Pusula Gazetesi
