Endüstriyel Ahlakilik Olarak Post-Kemalizm
Post-Kemalizm, bir kalıntı olarak gördüğü Kemalizm’in bütüncül bir şekilde aşılmasını, demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olarak savunmakta. Bunu yaparken, düzenin ana hatlarını, o kalıntı olarak gördüğü ilke ve yapının oluşturduğunu göz ardı etmekte. Etmeyi sürdürüyor da…
- ADEM YILMAZ
- 26 Nisan 2024
Türkiye’nin idari, siyasi ve kültürel haritasını şekillendiren Kemalizm tahayyülü, 2009’dan itibaren ciddi entelektüel ve siyasi darbelerle karşı karşıya kaldı.
Post-Kemalizm ise “Yetmez ama Evet!” gibi temelsiz coşkudan fazlası olmadığı yıllar sonra görülen girişimlere, kimlik politikaları furyasına zemin oluşturan bir kavram olarak güncel siyasi hayatımıza girdi. Kavramın kütüğünü ise özellikle de sol-liberal okumuşluğun perspektifinde şekillenmişliği içinde 1980 sonrasına kadar götürebiliriz.
Kavram kabaca, Osmanlı-Türk modernleşmesinin son halkası olan Kemalizm’i, hem tarihsel bağlamından kopararak hem de onu asli değil de tali bir olgu olarak görerek aşılması gereken bir kalıntı olarak değerlendirmekte…
Bu görüş, kavramın akademik sahadan çıkıp siyasallaşma safhalarının zeminini teşkil etmekte ve bir kalıntı olarak gördüğü Kemalizm’in bütüncül bir şekilde aşılmasını, demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olarak savunmakta…
Bunu yaparken, düzenin ana hatlarını, o kalıntı olarak gördüğü ilke ve yapının oluşturduğunu göz ardı etmekte…
Etmeyi sürdürüyor da…
Sığ Yargıçlıktan Sofuluğa
Hâlbuki bir kavramı anlamaya çabalamak ile onun militan karşıtı olmak arasındaki fark, eleştirelliği mümkün kılan yegâne unsurdur. Keza bu fark kendi konumunuzu, söylediklerinizi sorguya açık tutarken sizi bir yargı makamına dönüşmekten kurtarır. Eleştirelliği, farklı düşünsel ve siyasi militanlıkların kozmetiği olmaktan çekip çıkaran da bu farktır.
Bu farkın yokluğunda, her eleştiriyi “lanetleme ayini” olarak görüp küçümsemek en olağan post-Kemalist tutum olacaktır, oluyor da. Ki bu küçümsemede oryantalist bir tat da yok değil: “Siz demokrasiyi hak etmiyorsunuz!”
Bu oryantalizm ise siyasi iktidardan uzaklaştıkça ahlaki bir pozisyon almaya başladı. Kısacası post-Kemalizm, hatalı okumalarına dönüp bakma zahmetinde bulunmak yerine “buyurmaya” devam ediyor: Nitekim bir post-Kemalist’i en iyi özeleştiri yapamamasından tanırsınız.
Siyasi kullanışlılığını yitirdiği için ahlaklılığa sığınan bu anlayışın her iki durumda da endüstriyel bir paradigmaya dönüşmesinin de bu “tanımada” bir payı vardır elbette.
Kemalizm Üzerine Birkaç Söz
Kemalizm,........
© Perspektif
visit website