TİYATROMUZUN GENÇ YETENEĞİ DOĞANCAN PINAR
Kısaca bize kendinizden bahseder misiniz? Doğancan Pınar kimdir?
05.04.1994’de Erzincan’da dünyaya geldim. İlk, orta ve lise eğitimimi burada tamamladıktan sonra lisans eğitimimi Sanat Tarihi bölümü tercihimle Samsun’da tamamladım. Ankara’da yaşıyorum. Bir kamu kuruluşunda çalışmaktayım. Tiyatro sanatı ve edebiyata olan ilgim ilkokul yıllarında başladı. İlk ve ortaokul zamanında okulun tiyatro kulüplerinde drama eğitimi alarak birçok oyunda yer aldım. Sonraları ise çeşitli tiyatro gruplarının bünyesinde sahne aldım. Şimdi ise kendi tiyatromun kurucu koordinatörlüğünü yapmaktayım. Çocukluğumda çevremde beni veya bir başkasını etkileyen olayları gözlemleyip düşüncelerimi kâğıda aktarırdım. Eserlerimin temeli o kâğıtlara dayanıyor. Dansın insan ruhuna iyi geldiğini ve birçok meditasyon aracı olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple haftanın belirli günleri tango eğitimi alarak ilerde profesyonel adımlar atmak için çalışıyorum. Yeni hedefler belirleyebilmek için kendimle baş başa kalacağım zaman dilimleri yaratmayı seviyorum. Bu sebeple sık sık doğa yürüyüşü yapıp birkaç gün şehrin gürültüsünden uzak kalmayı tercih ediyorum.
Tiyatro sizin için ne ifade ediyor?
İsmi her geçtiğinde gözlerimin içinde bir ışık belirmesi demek. Tiyatro, hayat damarlarından bir tanesi belki de en önemlisi. İnsanın hayatta bazı tutanakları olmalı. Benim tutanağım ise tiyatro. Sahne, zihnimi meşgul eden diğer her şeyden uzak kaldığım birkaç saatliğine sadece o an ile bütünleştiğim nadir yerlerden birisi. Ayrıca tiyatro sanatını yaşatmak ve dahası başka insanlara aktarabilme görevini üstlenmek hayattaki amaçlarımın önemli bir parçasını oluşturuyor. Sahnelediğimiz her oyun sonrasında bu amacı yerine getirdiğimizi hissetmek, beraberinde içimizde beliren iyi duyguların farkına varmak bir sonraki projelerimiz için ilham kaynağı olmakla kalmayıp yeni başarılara göz kırpıyor.
Bir kamu kuruluşunda görev yapıyorsunuz; tiyatro hayatınız nasıl başladı? İzlediğiniz herhangi bir oyun veya oyuncunun etkisi oldu mu?
Tiyatro hayatım Gaziantep’in çok değerli tiyatro sanatçısı sayın Orhan Uslu ile tanışmam sayesinde gerçekleşti. Onun kıymetli tavsiyeleri ve yönlendirmeleri ile birlikte bu asil sanata ilk adımımı atmış bulundum. Ardından çok değerli hocam Aykut Korhan Varol’un tiyatro ve hayata yönelik tavsiyeleri sayesinde çok kıymetli bilgiler edindim. Elbette ki sayın hocam Tülin Sağlam’ın tecrübelerinden faydalanmak ise eğitimim açısından bana yine önemli ölçüde tecrübe kattı. Saydığım değerli isimlerin dışında diğer önemli tiyatro hocalarımın tecrübelerinden yararlanmak da benim için büyük bir şans oldu. Şu an sahip olduğum konumumu onlara borçluyum.
Türkiye’de sanatçı olmak ve sanat yapmak nasıl bir duygu?
En çok yakındığım konulardan birisi. Çünkü sanatı ve sanatçıyı değerli kılmak, bu topraklarda oldukça güç ve bu gerçeği bilmek ise üzücü. Edebiyatla ilgilenen ve üreten birinin okuma oranı oldukça az olan bir toplumda başarıya ulaşması zorlaşacaktır. Yaşadığı şehirde yüzlerce oyun sahne aldığı halde tiyatro ile tanışmamış büyük bir kitle olduğunu zaten biliyoruz. Bunun yanında sergiler, el sanatları… Ve daha birçok değerli sanat kolu gerekli desteği görmemektedir. Ancak sanatın hangi kolu olursa olsun tüm olumsuz koşullara rağmen ona destek vermek, üretmek ve başka insanlara aktarma görevi edinmek bizler için büyük mutluluk. “Sanatsız kalan bir toplum kör olur.” Dahası arkamızdan gelecek olan nesil de sanattan mahrum kalarak yetişir. Sanattan mahrum bir toplumun yetişmemesi için amaç edindiğimiz bu yolda ulaşabildiğimiz kadar çok kitleye ulaşabilmek için çalışıyor, sanat için yeni amaçlar ediniyoruz.
Kendinizi topluma karşı sorumlu hissediyor musunuz?
Bence bilinçli olan her birey topluma karşı sorumluluk duygusu hissetmelidir. Çünkü toplumu bizler oluşturuyoruz. Dolayısıyla kendimizi ne kadar çok geliştirirsek, donanımlı bireyler olarak topluma o kadar çok faydamız olur. Bende kendimi tiyatro, edebiyat, felsefe, senaryo,........
© Önce Vatan
visit website