Sanatsal Değerlerin Spekülatif, Finansal Bir Yatırım Aracına Evrilmesi…
Yaradılışın varolduğu süreçten başlayarak ilerleyen sanat serüveni, insanın kendisini anlatma duygu dünyasını yansıtmasıyla ortaya çıkmış; değişen dönüşen dünyayı yorumlayarak günümüze ışık tutmuştur.
İspanya'nın Altamira Mağarası'ndaki bizon resimleri sanatsal üretimin ilk öznesi iken, Göbeklitepe tapınağı ezber bozan yapıtlar olarak sanat tarihinde, en eski sanatsal üretim üssü olarak yerini almış durumda.
Altamira ve Göbeklitepe'deki sanatsal yapıtlar bizlere bambaşka ufuklar da açmakta…
Tarihe ayna tutmakla beraber, uygarlık ya da klanların yaşam şekilleri inançları, sosyo-kültürel değerlerini de sanat vasıtasıyla bizlere aktarmışlardır.
Kısacası bir dönemin sözsüz iletişimdeki yerini resimler ve imgeler ile bizlere sunmuş olduklarını görüyoruz.
Sanatsal değer olarak atfettiğimiz bu yapıtlarda belki estetik kaygılar göz önüne alınmış ama bu endüstriyel bir bakış açısıyla değerlendirilmediği çok açık.
Sanatsal yapıların en eski dönemleri hariç. Uygarlıkların ortaya çıkmasıyla ıskalamamız gereken bir konu da karşımıza çıkıyor, sanatın bir medeniyete, krala, firavuna yada devlet erki tarafından yaptırılmış olmaları.
Daha da özele indirgersek, sanat, çağın imparatorundan, kralından, padişahından bağımsız üretilmemiş olduğu gerçeğidir.
Antik Mısır'da büst ve heykellerin nihai amacı kutsanmış olan tanrıların kutsal bir betimleme ile firavunların tanrısallaştırması; ölümlü olan tanrıların varlığını, ölümsüz kılmak adına devasa heykeller ile piramitler yaptırmış olduklarına şahitlik ediyoruz.
Sanatın erk tarafından yaptırıldığına ve yapan kişinin isminin dahi tarihsel kaynaklarda geçmediğine de dikkat çekmek isterim.
Buradan bir parantez açmak gerekirse sanat, estetik, haz, ya da bir amaç uğruna sanat icra edilmemiş, aksine........
© Önce Vatan
visit website