Aç Gözlerini, Karanlıkta Kalma…
Bu iyi haber hepimizin yüzlerini güldürmüştü… Ama sonrası garip bitti. Bir tutarsızlıkla karşılaştık. Çat mazot litre fiyatına 2,5 TL zam geldi. Aaa bir baktık MB başkanı da açıklama yaparken ‘Enflasyon hedefini düşüremedik, orta vadeli programı olduğu gibi koruduk (bıraktık), elektriğe, doğalgaza zam gelecek’ falan dedi. Önümüzdeki ay gelecek zamlar belli olduğu için hedef düşürülememiş.
Ee o zaman hedefi yükseltmek gerekmez mi?
Saklamak, gördüğünü söyleyememek, gördüğüne uygun hedef belirleyememek yönlendirememek, aslında yönetmemek demektir. Halbuki işin doğası orayı sağlıklı yönetmek. Aldığın işi yapamadığında, aldığı maaş bile haram olur insana… Bu durum ancak bağımsız yönetmesi gerekenin, yönetilmesi ile bağımlı kılınması ile olabilir. Ama bu da haram olmuşu helal etmez tabi ki.
Haliyle böyle bir aldatmacaya kimse güvenmez… Güven olmadığı bir yerden herkes kaçar. Kaçarsa ithale, dış borca bağımlı toplum daha da yoksullaşır. Görev milletin iyiliği için yapılır. Yıllarca aldığın o eğitim bile beni böyle hoyratça kullanma der, kızar sana… Ebeveyni yaptığı masrafa, harcadığı zamana hayıflanır. Görev; görmektir. Gördüğünü incelemek, onarmak, saklamamak, şeffaflıkla söyleyebilmektir. Görev; yaratılış amacına uygun yaşam, insanlığa, millete değer katma demektir. Milletin iyiliği için, görev bilinci ile bazen ters düz etmen, yani inkılap yapman, ülkü edinmen gerekir. Tüm dayatmalara rağmen, hatta 1919’daki gibi ölüm fermanlarına rağmen milletin hayrı, istiklali için görevini iyi yapmayı bırakmayanlar, işte onlar halkçıdır, milletini sevendir, ülkü ve inkılapçılardır. Gördüğünü doğruca söyleyebileni millet unutmaz. O gün için birilerince çöpe atılsa da o milletin altınıdır. Değerini kaybetmez…
Mevcut enflasyon d,86’nın yukarı çıkacağı belki gaf şeklinde ama net olarak ifade edilmişken, bu görmezden gelinip hedef değiştirilemez, siyaseten aşağıda tutulur ise; o piyasaya kimse güvenmez… Güven vermeyene kız bile verilmez. Lakırdı olsun diye söylemiyorum. Ekonomisi güven vermeyen bir yerde evlenemezsin bile… Orada borç ayyuka çıkmıştır. Üretim durmuştur. İthal, işsizlik coşmuştur. Yabancı yatırım için zaten gelmez. Gelen yabancı da iyi niyetle gelmez…
Yönetilmeyen, gelişime, doğruya yön verilemeyen piyasada fiyatlar düzenli olarak artar. Satın alma gücün düzenli olarak erir. Düğün yapmak istersin minimum beş yıllık maaşın evlilik masraflarına gider. Yanlış anlaşılmasın ev falan aldığından o kadar para gitmez. O paraya kiraya anca çıkar… Diyelim bu beş yıllık esarete gözün yedi, bu seferde çocuk yapamazsın… Bir çocuğu büyütme maliyetin bezi, maması, okulu, kötü olmasın, hiç değilse tüm derslerine öğretmen girsin dersen uçmuş ve daha da uçacak özel okul masrafı ile en az 10 yıllık maaşın da bir tek çocuğa gider… İki çocuk yapsan ki açıklanmış hedef üç çocuk… Bir 10 yılın........
© Önce Vatan
visit website