menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İSRAİL BU SAVAŞI KAZANABİLİR Mİ? 5

4 0
24.06.2024

HARP PRENSİPLERİ ANALİZİ

Bundan önceki yazımızda şunu ortaya koymuştuk İsrail, Filistin ve bölge ülkeleriyle girdiği çatışmalarda harbin en önemli prensiplerinden biri olan hedef prensibini ihlal etmektedir. Düşman topyekûn imha oluncaya kadar savaşmaya devam etmek, rakibi tükenmeye zorlamak hedef prensibi değildir. Bunun böyle olmadığını Gazze’de görüyorsunuz. Halk açlık pahasına, ölüm pahasına direnmeye devam ediyor. Şayet, İsrail, Gazze’de halkı kazanmış olsaydı, bu geçtiğimiz 10 ayda Hamas tecrit olurdu, sudan çıkmış balığa dönerdi, halk ölümüne direnme azmini göstermezdi. Demek ki İsrail’in hedef prensibi yanlıştır, galibiyet yaratamıyor, direniş yaratıyor. Kesin zafer kazandırmıyor. Satranç bilenler bilir: Satrançta hedef taş kazanmak değil şahı mat etmektir. Acemi satranççı, galibiyeti taş toplamak sanır, bütün piyonları yutmayı hedef alır, ver ha taş toplamaya odaklanır ve şah mat olur. İsrail’in yaptığı budur.

Harbin ikinci prensibi baskındır. İsrail’in bunu da yapamadığını görüyorsunuz. Her gün her dakika saldırırsanız, baskın yapamazsınız. Rakibiniz her zaman tetikte olur, gardını korur dolayısıyla baskın yapayım derken baskına uğrarsınız. Mesela bu günlerde barış görüşmeleri yapılıyor; Ankara ise ABD'ye bazı sorular yöneltti. Buna göre ABD'li yetkililere ateşkes sonrası için; "İsrail’in katliama geri başlamayacağı, yeniden saldırmayacağı garantisini kim verecek?" sorusu soruldu. Yani İsrail’in galibiyet elde edeyim, sonra yaraları sarayım adam gibi oturayım diye bir hedefi yoktur! Harbi kazandıktan sonra insanlarla iyi geçineyim diye bir amacı yok! Bu da savaşan tarafa mutlak galibiyet getirmez. “Öfkeyle kalkan zararla oturur misali İsrail’i yorar halkı yorar-bıktırır kendi ülkesini bile yönetemez hale gelir”

Üçüncü en önemli nokta ise İsrail, güvenlik bakımından ABD’ye mutlak surette bağlıdır, onun desteği olmadan hiçbir savaşı uzun vadede sürdüremez ele geçirdiği toprakları elde tutamaz. Lojistik harekâtı idame ettiremez, kısa zamanda tükenir. Bu durum insiyatif, emir komuta birliği, manevra yeteneğini büyük ölçüde engeller. Mesela bu Gazze harekâtında bile direniş dış yardım alabilseydi, hava savunması ve etkili tanksavar silahlarına sahip olsa idi, İsrail bu savaşı 2 ay bile sürdüremezdi. Kaldı ki, Doğu Akdeniz’de ABD, İsrail’i 6. Filo ile destekleyerek, sürekli mühimmat ve ikmal malzemesi göndererek himaye etmiştir. Bölge ülkelerinin Gazze’ye yardım etmesini önlemiştir. İsrail, Amerikan desteği olmadan savaşamaz! Bölgede varlığını sürdüremez.

Biden’in 3 aşamalı barış planı ortaya konduktan sonra şu nokta ortaya çıktı. İsrail Gazze’yi bombalıyor, sınırsız insan zayiatına sebep oluyor ama sahaya hâkim olamıyor, ele geçirdiği yerleri elde tutamıyor, baskın yiyor, çok zayiat veriyor. Yani hava hâkimiyeti, istihbarat üstünlüğü ezici ateş gücü bir anda sıfır oluyor. Bunu bir misalle şöyle ifade edebiliriz. Kuş havada iken her tarafa hâkimdir, her şey pençesinin altındadır. Yere indiğinde kaçacak zamanı yoksa kediye yem olur. İsrail’in durumu budur, sahaya hâkim değildir. Hâkim olması da mümkün değildir. Zaten 2006’ya kadar Gazze’de Yahudi yerleşim birimleri vardı. Gazze İsrail’in kontrolünde bir şehir olarak yaşıyordu. Ariel Şaron direnişin kontrol altına alınmasının imkânsız olduğunu gördü, yerleşim birimlerini yıktı ve geri çekildi. ABD’deki para baronları (Siyonistler) İsrail’in Arz-ı Mevud’a odaklanmasını, milli gücünün üstünde işlere girmesine zorlamaktadır. Netanyahu hırslı bir siyasetçidir, imkânsızı başaracağını sanmaktadır. Bu mantıkla zafer kazanması imkânsızdır. Halk adeta hipnotize edilmiş Arz-ı Mevud hedefi mutlaka gerçekleşmesi gereken bir hüküm gibi kabul edilmiştir. ABD, geçtiğimiz 10 yıldan beri İsrail uğruna yanlıştan yanlışa sürüklenmektedir. Nitekim elverişsiz şartlardaki barış antlaşmasına Hamas yanaşmayınca daha düne kadar Türkiye’yi ortak olduğu projelerden çıkartan, F-35 vermeyen, F 16’ları modernize etmeyi ret eden ABD’nin aklına birden bire Türkiye’nin ne büyük müttefik olduğu fikri geldi(!)?

ABD Ankara Büyükelçisi Jeff Flake, Türkiye-ABD ilişkilerine dair........

© Önce Vatan


Get it on Google Play