ZEKANIN YAPAYI
Yapay… Suni… Sahte
Sentetik doğal bir şekilde meydana gelmeyen, insan faktörlerinin etkisiyle oluşan eş anlamlı kelimeler. Oysa yıllar yılı doğallığın etrafında döndük durduk. Son olarak organik yiyeceklere bile itibar edilmiyor artık.
Yapay meme, yapay popo, yapay burun, yapay kirpik, yapay kaş, yapay saç, yapay dudak …
Yıllar yıllar önce sadece doğalını kaybettiğimiz zaman kapısını çaldığımız kişilerdi doktorlar. Yapay, akademik çalışmalarla yıllar yılı geliştirilen ve mecbur ihtiyaç duyulan organlara yapılan desteklerdi. İşlevi görseli estetiği yeni teknolojilerle geliştirilerek başarıya ulaşılma çabası içindeydi. Takma kol, takma bacak, takma göz… İç organların plantasyonları…
Tabii bu talepler günümüzde de aynı hızla devam ediyor. Benim anlamaya gönlümün razı olmadığı ise sağlam organların doğallığıyla oynayarak, hep aynı ressamın fırçasından çıkmışçasına varolanbütünlüğü değiştirmek… Sağlığı hiçe atmak nasıl bir arzuyu içinde barındırıyor çözemiyorum. Orasını burasını yapayladıktan sonra kendine hiç benzemeyen çocuklar doğurma fikri ise tam bir trajedi.
Tabii özgürlük burada başlıyor. Hani fenomen bir çocuk kan aldırmaya gitmemiş ve ‘Vermiyorum kan benim değil mi’ diyerek buna nokta koymuştu. Diyecek laf yok, kişi bedenini istediği gibi........
© Önce Vatan
visit website