Gazze Soykırımı Davasında Öne Çıkanlar
Birçok ülkede meydanlar İsrail karşıtı göstericilerle dolarken yöneticiler lafta kalan açıklamalarla yetinmekte, soykırımcı İsrail’e dokunacak adımlardan kaçınmaktadırlar. Ateşli beyanlarla İsrail suçlanırken kamuoyu gazını alma stratejisi güdülmektedir. Bu süreçte Türk ve İslam ülkeleri yöneticileri (halkları değil!) sınıfta kalmıştır.
Bir asır önce Almanya’nın katliam yaptığı Namibya da Güney Afrika yanında müdahil olmak için başvuruda bulunmuştur. İsrail yanında müdahil Almanya hakkında söylenecek çok şey var. Alman halkının bilinçaltı derinliklerinde kasırgaya dönüşme aşamasında Yahudi düşmanlığı bulunmaktadır. Buna karşın II. Dünya Savaşı’ndan günümüze Almanya’yı cezalandırma ve aleyhindeki propaganda faaliyetleri, Almanları, düşüncelerinden korkan ruh hastaları halinde getirmiştir. Bir kısım yöneticiler Yahudi çevrelerle gizli veya açık ilişkileri sebebiyle İsrail’e arka çıkmak zorunda kalırken diğer önemli bir kısmı ise Siyonist medya ve finans gücünün gazabından korkmaktadır. Belirtmek gerekir ki Almanya, Arakan Müslümanlarına soykırım uygulayan Myanmar’a karşı Gambiya’nın açtığı davada da Kanada, Danimarka, Fransa, Almanya, Hollanda ve İngiltere ile birlikte müdahil olmuştu. Görüldüğü gibi burada da Türk veya Müslüman devletler ilgisiz kalmıştır. Muhtemelen Doğu Türkistan’daki soykırım konusunda da batılı ülkeler Çin’e karşı dava açarken aynı sessizlik devam edecektir.
MAD’nın 26 Ocak’ta verdiği kararda, yargılama usulü gereği savunma sürecine girilmediğinden soykırım hükmü bulunmamaktadır. Bununla beraber davanın kabul edilmesi önemli bir aşamadır. Çünkü İsrail, öncelikle davanın usulden reddini istemiş, Gazze’deki operasyonların meşru müdafaa olduğunu, Güney Afrika’nın dava açma yetkisinin olmadığını ileri sürmüştür. Mahkeme ise 1’e karşı 16 oyla İsrail’in iddialarını reddederek davayı kabul etmiştir. Mahkemenin daimi üyelerinden biri dahi İsrail lehinde oy kullanmamıştır.
MAD’nın kuruluşu ve çalışma usulünü........
© Önce Vatan
visit website