II. ABDÜLHAMİT YÖNETİME HÂKİM MİYDİ?
“II. Abdülhamit 1876'da tahta çıktığı zaman, ….memlekette ve Osmanlı halkları arasında, düzgün işleyen bir idare sistemi kurulamadığını bir daha tekrar edelim. Bu idaresizlik, onun saltanat devresinde büsbütün arttı, kökleşti. Maliye ve vergi teşkilâtı, tapu teşkilâtı, mahkemeler, asayiş, halklar arasındaki münasebetler, her gün biraz daha bozuldu. Öyle ki, 1908 İhtilâli ile rejim değiştiği zaman Osmanlı ülkesinin manzarası, Levantenlerle, yerli Hıristiyan zenginler müstesna, tam bir derebeylik, eşraftık, şekavet ve sefalet içindeydi. Her şey temelden bozulmuştur. Daha doğrusu, ülkede bir idare yoktur. Hak, kanun, asayiş, can, mal emniyeti ve çalışma zevki de yoktur.
Mahkemelerde hâkim, kahvelerde tavla oynarken dava halleder. Tapuda mallar, sahibinin haberi olmadan satılır, başkası adına tapulanır. Minicik aylıklı bir tapu memuru, kolayca çiftlikler edinir. Mütegallibe ve tefeci, her şeye hâkimdir. Ankara'da bir Çayırlı Bey, kimsenin haberi olmadan 400.000 dönüme tapu alır. Ve bu arazi içindeki köyler halkı bir gün öğrenirler ki, kendileri bu zatın topraklarında, topraksız köylülerdir. Görürüz ki Rumeli'ye hükümet değil, eşkıya yahut çeteler hâkimdir. Ve hükümet, Makedonya'da, kendi tebaasıyla savaş halindedir. Meselâ Mithat Paşa’nın hatıralarından ve Irak'ta bir sahneyi anlatan şu parçayı, bugünkü dile çevirerek özetleyelim:
Bağdat valiliği, Divaniye-Afek taraflarındaki aşiretlerden vergi istemeye karar verir. Ama bunun için iki tahsildarla bir jandarma göndermek yetmez. Çünkü jandarmaya, tahsildara itaat, ancak Anadolu ve Rumeli Türklerinde vardır. Onun için Divaniye-Afek aşiretlerine tahsilat için, 380 kişilik bir tabur düzenlenir. ………Asker üç gün üç gece savaşır. Cephane tükenir. Kısaca devletin Divaniye-Afek'te vergi toplamak teşebbüsü böylece sona erer...
Doğu Anadolu'daki …isyanlar ise malumdur. Yemen'e gelince? Orada devlet kuvvetleri ile Yemenliler, yıllar yılı, ardı arası kesilmeyen bir boğazlaşma halindeydiler. Yemen; halk........
© Önce Vatan
visit website