menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

TESPİTLER  ( 9 /  52  )

96 0
18.05.2024

Büyük Çamlıca Cami’i’nin inşa sırasında, proje müsabakasına katılan, Prf.Dr. Yüksek Mi’mar, Vefik Alp’in “ Altın Kubbeli Cami projesi uygulanmış olsaydı, aşağıdaki teknik hususiyyetleriyle şöyle bir manzara arz’edecekti. Ana namaz mekanı, havada boşta asılı hissi veren ve Kur’^$an’dan altın kaplama surelerle oluşturulmuş bir kürre’nin içindedir. Kürre’nin üst ve alt tepe’lerine yaklaştıkca harfler birleşerek sağır bir düzleme dönüşmektedir. Arapça harflerden bu dış zarfın et kalınlığı yaklaşık,80 cm’dir ve harflerin arası yüksek vasıflı cam ile işlenmiştir. İç mekanda da aynı altın harfler algılanmaktadır. Küre kendi kendini taşımakta hatta çelik ayaklar yükü temele aktarmaktadır. Küre’nin altında otopark katları seviyesinde iki kademeli dairesel bir şelale havuzu bulunmaktadır. Ana küre, minare ve kemerler şelalesi renk değiştirebilen led teknolojisiyle aydınlatılacaktır. Mevcüd T.R.T. Anten direğinin kaldırılyması ve çvrenin çam ağaçları ve seyir teraslarıyla tezyin edilmesi önerilmektedir. Kudüs’teki Kubbetü’s-Sahrâ’yı anımnsatan, “ Altın Kubbeli Cami,” İstanbul üzerinde gece ve gündüz ışıldayacaktır. Bu eser Osmanlı Türk Cami Mi’mârî’sinde klasik ve çağdaş hassas bir sentez ile yoğrulmuş ve yeniden yorumlanmış, zihinlerdren asla silinmeyecek,Âbidevî Mi’mârî bir eserdir...Bu proje aynen tatbik edilseydi, belki bugünkü Muhteşem Külliye değil ama, Çok renmli ve cazip bir başka, nisbeten daha küçük bir külliye ortaya konulacaktı. 06 Mayıs 2013 tarihinde bu köşede ve busütunlarda şu çok kısa yorumu yapmıştım: “ Eminim, Cihan Mi’marı Koca Sinan, Süleymaniye’yi, Selimiye’yi ve başka şaheserlerini tasarladığı zaman da proje’leri, uçuk, çılgın bulunmuştu. Çılgın, uçuk proje’ler tasarlanıp uygulanmasaydı, ne Mi’mârî’de ve ne de,başka sahalarda bir geliişme olurdu.

Büyük Çamlıca Cami’i’nin projelendirilmesi ve inşaı sırasında, 1913 yılında, acizâne bendiniz de müdahil olmuş, yol gösterici makaleler yazmıştım; “ Mi’marlık, münhasıran bir hisap işi, taşı taş üzerine koyma san’atı değildir; gerçek mi’marlar, feze kadar geniş muhayyileleriyle, evveliyyetle inşa edeceği mi’marî eser’in kondurulacağı yeri seçerler sonra da bu mekân’a nasıl bir bina oturtulması gerektiğine karar verirler. Otorite’nin, “ Şuraya şu vasıfta bir cami inşa ediver,”le demeklhe olmaz. “ İstanbul’a, Pây-i Taht’a, Âsitâne’ye, Şânı’mıza lâyık, bir Cami inşa edile!” İrade-i Seniyye üzerine, Mi’mârân-ı Cihan, Koca Siunan, Süleymaniye Cami’i’nin kondurulacağı Tepe’yi de........

© Önce Vatan


Get it on Google Play