menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

DÜN-BUGÜN HÂL-İ PÜR-MELÂLİMİZ

22 0
04.07.2024

“1003 Zilhiccesi’nde (Ağustos 1595’te) Gazanfer Ağa Medresesi müderrisi İbâdzâde Şerif Ali Çelebi’nin hastalığı sebebiyle vazifesinden alınması üzerine, ‘sahn’ pâyesine yükseltilerek Hocazâde Abdülazîz’e verildi. Sultan hocalarının oğullarına bazı imtiyazlar sağlayan hâce-zâdeler kanunu gereğince, Abdülazîz’in mevkıi, ‘dâhil’ rütbesiyle yükseltilmiş ve onun gelişiyle bu medrese ‘sahn’ payesiyle itibara mazhar olmuştu...

“Abdülazîz ve ağabeyleri, ilmiye mesleğinde sür’atle yükselmelerini, babalarının ‘Sultan Hocası’ oluşuna ve devlet idaresindeki büyük nüfuzuna borçluydular. Meselâ, Hoca Efendi’nin büyük oğlu Mehmed’in genç yaşta önce Mekke kadısı, ardından da İstanbul kadısı tayin edilmesi, dedikodulara sebep olmuş; hatta o günlerde şairin biri ağır bir hiciv kıt’ası yazarak bu hadise için ‘kaza-i sabî’ (...1596, çocuğun kazası, kadılığı) tarihini düşürmüştü...Yaşlı âlimler, henüz 29 yaşındaki bir gencin böyle bir mevkiye getirilmesine kırılıp gücenmişken, ona iki ay sonra Anadolu kazaskerliği verilmiş; küçük kardeşi Esad da medreseden Edirne kadılığına tayin edilmişti.

“Sultanların ve Halkın Şikâyetleri: Devrin meşhur âlim ve ediplerinden Mustafa Âli’nin naklettiğine bakılırsa, Sultan Mehmed, bir gün: ‘Şu dünyada sözü doğru hak tanır bir adam bulamadım!..’ diye şikâyet etmiş...Kendisine neden böyle........

© Önce Vatan


Get it on Google Play