BİLMEK ÇOK İYİ, ÖNCELİĞİN NE!
Yaşadıkça, yaşamın içinde oldukça biran dahi öğrenmekten uzak durulmamalı, önceliklerimizi doğru ve isabetli tespit ederek. İnsandır yaşadıkça öğrenme faaliyetlerini daim kılmalı ve öğrenmekten hiç ayrı kalmamalıdır. Öğrenme ve eğitim, öğretim alma hevesimiz de uğraşımız da hangi yoğunlukta ve faal olursa olsun, öncelik tayini yapmakta yetersiz ve acemi davranırsak, sonu acı, sonu tedirginlikle gelir. Ne yazarım, nasıl anlatırım diye düşünürken yine literatürden bir anonim hikâye buldum.
*
Geçmiş zamanın birinde ilim adamın biri, boğazın öbür yakasına geçmek için bir sandalcının yanına gelerek ona sorar:
-Karşıya geçirmek için ne kadar para alıyorsun?
-- Garşuya bir liraya geçürüm efendü.
Bilge adam, sandalcının bu bozuk Türkçe ile verdiği cevabı pek beğenmez ama sandala biner.
- Bu ne biçim konuşma böyle? Yoksa sen dil bilgisi bilmiyor musun?
-- Yok ağam, güççükken haytalık ettük, okuyamaduk!
- Yazık sana! Desene gitti hayatın dörtte biri!
Bir müddet gittikten sonra bilge tekrar sorar:
- Allah bilir........
© Önce Vatan
visit website