LÜBNAN’A DİKKAT!
Tarihi, jeostratejik konumu, yüzölçümü, demografik yapısı ve komşuları dikkate alındığında, Ortadoğu’da yaşanmakta olan sorunların çözümünde Lübnan’nın kilit ülkelerden biri olduğu kolayca görülmektedir.
Bölgemizde yaşanmakta olan gelişmelerin seyri irdelendiğinde görüleceği gibi, Hamas Lideri Haniyye’nin öldürülmesinden sonra gündemimize gelecek olan coğrafya Lübnan olacaktır. Çünkü İsrail, Filistin sorununu 2009 yılında bitirmişti. Bundan böyle İsrail’in Gazze konusunda da, Filistin konusunda da yapacağı bir şey kalmamıştır.
Bölgemizde yaşanmakta olan gelişmelerin arka planındaki dinamiklerin kimliklerini ve hedeflerini irdelediğimizde karşımıza, 1. Dünya Savaşı’ndan bu yana zaman zaman parlayan, zaman zaman da uykuya yatırılan Lübnan konusu çıkmaktadır.
Sürekli okuyucularımız hatırlayacaklardır, 14 Şubat 2005 günü Lübnan Başbakanı, dünyanın en zengin 4. insanı olan Refik Hariri’nin 22 arkadaşıyla birlikte katledilmesinden başlayarak, bu katliamdan sorumlu tutululan Suriye’nin BM Güvenlik Konseyi kararıyla “davetli bulunduğu” Lübnan’dan çıkarılması, babasının yerine başbakan olan Saad Hariri’nin (Telekom’un eski sahibi) Kasım 2017’de resmi bir ziyaret için gittiği Riyad’da rehin tutularak istifaya zorlanması, 2017’nin yılbaşı gecesi Boğaz’daki Reina gece klübünde çoğu Lübnanlı olan işadamlarının katledilmesi, Lübnan’ın İran destekli Hizbullah’ın karargahına dönüşmesi, 14 Mart 2020 günü Beyrut limanının havaya uçurulması konularında pekçok yazı yazmış, Lübnan’ın Ortadoğu’da ne kadar önemli bir coğrafya olduğunu anlatmaya çalışmıştık.
Tarihi, jeostratejik konumu, yüzölçümü, demografik yapısı ve komşuları dikkate alındığında, Ortadoğu’da yaşanmakta olan sorunların çözümünde Lübnan’nın kilit ülkelerden biri olduğu kolayca görülmektedir. Bölgemizde yaşanmakta olan gelişmelerin seyri irdelendiğinde görüleceği gibi, Gazze’den sonra gündemimize gelecek olan coğrafya Lübnan olacaktır.
İSRAİL ADIM ADIM HEDEFİNE İLERLİYOR
Çin ile yaptığı bir dizi teknolojik anlaşmayı iptal etme karşılığında ABD’den aldığı “icazetle”, Hamas’ın Aksa Tufanı saldırısını gerekçe olarak kullanarak Gazze’yi haritadan silen ve onbinlerce masum insanı katleden İsrail’in bundan sonraki en önemli hedefleri, Ortadoğu’nun en zengin su kaynaklarına sahip olan Suriye’nin Golan Tepeleri, İran destekli Hizbullah’ın barındığı Lübnan ve Nil’den Fırat’a uzanan “vaad edilmiş topraklar” olacaktır.
Trump, ABD Başkanı olduğu dönemde, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdıklarını ilan etmiş, Suriye’ye ait olan Golan Tepeleri’ni de, oluşturabileceği sorunları hiç dikkate almadan İsrail’e bağışlamıştı.
Bu arada İsrail, İran’dan Lübnan’a uzanan Şii Kuşağı’na sınır komşusu olması dolayısıyla, Gazze’de öldürülenlerin Müslüman olmalarına rağmen, çoğu Sünni olan Arap ülkelerinden beklenen tepkiyi görmemektedir. Bu tepkisizliğin başlıca nedeni, mezhep ayrılığı nedeniyle, genişleme eğiliminde olan İran’ı bir tehdit olarak gören bazı İslam ülkelerinin İsrail’e yakınlaşmaları ve özellikle Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Ağustos 2020’de İsrail’le İbrahim Anlaşması imzalamasıydı. Hamas bu anlaşmayı, “Filistin davasının sırtından hançerlenmesi” olarak değerlenmişti.
“FİLİSTİN SORUNU ÇÖZÜLMEDEN ORTADOĞU’YA BARIŞ GELMEZ” DENİRDİ, AMA..
Ortadoğu’nun geleceğine ilişkin genel kanı, “Filistin sorunu çözüme kavuşmadığı sürece bölgeye bahar gelmez” şeklindedir. Fakat, yıllardır iki parçalı bir görüntü sergileyen Filistin’in Gazze cephesinin İsrail saldırıları sonucunda haritadan silinmesi ve özellikle Hamas Lideri İsmail Haniyye’nin öldürülmesi sonrasında dikkatler İran destekli Hizbullah’ın........
© Önce Vatan
visit website