menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

ACI VE UMUT YOLU: MARŞ MİRANIN HİKAYESİ!

15 0
15.08.2024

AYNUR ULUTAŞ KARABULUT

Srebrenitsa soykırımının üzerinden 29 yıl geçti. Dünyanın tanık olduğu en büyük soykırımlardan biri olan Srebrenitsa Soykırımı’nın yıl dönümünde, barış adına düzenlenen Marş Mira 2024 yürüyüşüne katılmak üzere Bosna Hersek’te soluğu aldım. Hotele yerleşir yerleşmez, Bilge Kral'a (Aliya İzetbegoviç) misafir olmaya gittim. Ben gittiğimde hiç kimse olmadığı için uzun uzun sohbet etme, dertleşme fırsatı buldum. Her zaman olduğu gibi bu yürüyüşe ilk adımı Aliya İzzet Begoviç’in kabrini ziyaret ederek başladım…

Marş Mira yürüyüş deneyimi öncesi Srebrenitsa soykırımında yaşananları hatırlamanın faydalı olduğunu düşünüyorum. Ardından Marş Mira tecrübelerimi okuyabilirsiniz.

Orada yaşadıklarımızı anlayabilmeniz için mutlaka bu deneyimi yaşamanız gerekiyor. Sizler de okuduktan sonra “2025 yürüyüşünde yer almak istiyorum” diye düşünürseniz irtibat kurabilirsiniz. Gerekli yönlendirmeleri seve seve yapar ve edindiğim deneyimle yardımcı olmaya çalışırım.

SREBRENİTSA SOYKIRIMI!

Yugoslavya dağıldıktan sonra, Avrupa’nın orta yeri savaş alanına dönmüştü. Boşnaklar için; Birleşmiş Milletler, Bosna Hersek’in çeşitli yerleşim yerlerine koruma gücü yerleştirerek silahlı Sırp milis ve ordu güçlerine karşı güvenli bölgeler oluşturmuştu.

BM koruma gücünün silahları topladığı Srebrenitsa kenti de güvenli bölgelerden birisiydi. 1995 yılının Temmuz ayında burada büyük bir katliam yaşandı. Sırplar, şehrin kendilerine teslim edilmesini istediler. Baskıya karşı direnmeyen Hollandalı BM koruma güçleri çekilince sivil halk ortada kaldı. Gözü dönmüş Sırp çeteleri (Çetnikler), 14-70 yaş arasındaki Müslüman Boşnak erkekleri toplayarak bazen diri diri bazen de parçalayarak açtıkları çukurlara atarak sayısız “toplu mezar” oluşturdular. Tarihe ‘Srebrenitsa Katliamı’ olarak geçen bu insanlık dramında 20 bin civarında insanın katledildiği ifade ediliyor. Geride kalan siviller, çoluk çocuk, kadın, ihtiyar canlarını kurtarmak ve güvenli bölge olan Tuzla’ya ulaşmak için yollara düştü. Gece yürüdüler, gündüz saklanarak yaşamak adına bir umut yolculuğu başlattılar.

1991-1995 Yugoslavya İç Savaşı (Hırvatistan Savaşı ve Bosna Savaşı)'nda Sırp Cumhuriyeti Ordusu'nun Srebrenitsa'ya karşı giriştiği Krivaya '95 Harekâtı esnasında, Temmuz 1995'te yaşanan ve en az 8.372 Bosnalının, Bosna Hersek'in Srebrenitsa kentinde General Ratko Mladiç komutasındaki ağır silahlarla donatılmış Sırp Ordusu tarafından öldürüldüğü katliama verilen addır.

Katliamda bir kısım kadın ve küçük yaşta çocuğun da öldürüldüğü belgelerle kanıtlanmıştır. Sırp Cumhuriyeti Ordusu’nun dışında katliama "Akrepler" olarak tanınan Sırbistan özel güvenlik güçleri de katılmıştır. Birleşmiş Milletler, Srebrenitsa'yı güvenli bölge ilan etmiş olmasına karşın 400 silahlı Hollanda Barış Gücü Askeri’nin varlığı katliamı önleyememiştir. Srebrenitsa soykırımı, II. Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'da en büyük toplu insan kıyımının gerçekleştiği ve hukuksal olarak ilk kez belgelenen soykırım olması açısından da önem taşımaktadır.

Katliamdan 15 yıl sonra, 27 Haziran 2017 tarihinde Hollanda Mahkemesi; Srebrenitsa Katliamı’yla ilgili Hollanda askerlerinin yasa dışı hareket ettiğine, Hollanda'nın kısmen hatalı olduğuna karar vererek Hollanda askerlerini suçlu buldu. Mahkeme, Srebrenitsa'da ölümlerin 0'undan Hollanda hükümetinin sorumlu olduğunu açıkladı. Lahey Adalet Divanı, bir hafta süren katliamı bir 'SOYKIRIM' olarak kabul etti ancak Sırbistan'ın sorumlu tutulmayacağına karar verdi.

SREBRENİTSA SOYKIRIMINDA ARANAN, YARGILANAN VE MAHKÛM OLAN KİŞİLER

Uluslararası Savaş Suçluları Mahkemesi tarafından Srebrenitsa soykırımından dolayı aranan, yargılanan, mahkûm olan Sırp üstsubaylar ve siyasilerin listesi aşağıdaki gibidir:

Momčilo Krajišnik

Biljana Plavšić

Ratko Mladić

Zdravko Tolimir

Radovan Karadžić

ÖLÜMCÜL YÜRÜYÜŞ

Bosna Savaşı sırasında, BM tarafından "güvenli bölge" ilan edilen Srebrenitsa, Sırp General Ratko Mladiç komutasındaki askeri birlikler tarafından 11 Temmuz 1995'te işgal edildi. Sivillere karşı katliamların başlaması üzerine "ölüm yolu" olarak bilinen orman yolunu kullanarak katliamdan kaçmaya çalışan sivil Boşnaklar, 110 kilometre uzaklıktaki Tuzla şehrine ulaşarak kurtulmaya çalıştı. Sivillerin birçoğu bu yolda Sırp çetniklerce yakalanıp öldürülürken, Srebrenitsa'dan kaçan çok az kişi sağ salim Tuzla'ya varabildi.

Srebrenitsa katliamının bugün 29. yıl dönümü. Bosna Hersek'in doğusunda yer alan ve o zaman Birleşmiş Milletler tarafından güvenli bölge ilan edilmesine rağmen Sırp Ratko Mladiç komutasındaki ağır silahlı askerler, Bosnalı binlerce insanı; çocuk, genç, yaşlı kadın demeden katletti. Avrupa ülkelerinin seyrettiği katliam, Avrupa'nın göbeğinde tam 5 gün sürdü ve 8 binden fazla masum insan katledildi. (Bu sayının yaklaşık 20 bin olduğu öngörülüyor.) İnsan hakları savunucusu olduğunu her platformda dile getiren ve insan hakları konusunda konuşmaktan, bilirkişi olduğunu ifade etmekten bir an olsun geri durmayan Avrupa; bundan 29 yıl önce Avrupa'nın göbeğinde yaşananları sadece izlemekle yetindi.

MARŞ MİRA YÜRÜYÜŞÜ: ANILAR, ACILAR VE UMUTLAR…

Marş Mira, 1995 Srebrenitsa soykırımı kurbanlarının anısına Bosna Hersek'te her yıl düzenlenen, iki yüzlü modern barbarlara; bu soykırıma göz yuman, kulak kapatan, dilsiz duran herkese karşı sessizliği ile çığlık atan bir barış yürüyüşüdür. Yürüyüş, her yıl binlerce Boşnak ve yabancı katılımcıyı bir araya getiriyor. İlk yürüyüş, 2005 yılında soykırımın onuncu yıldönümünü anmak için yapıldı. Yürüyüş, üç gün sürüyor ve katılımcıların Srebrenitsa Soykırımı Anıt Mezarlığı'nın bulunduğu Potoçari köyüne ulaşmalarıyla son buluyor. Katılımcılar, bir önceki yıla ait kurbanlar için gerçekleşen toplu cenaze ve anma töreninden bir gün önce anıt mezarlığa gelerek yürüyüşü tamamlıyorlar. Her sene, Srebrenitsa soykırımının kurbanlarına ulaşılarak yeni cesetler defnediliyor.

2005 yılından bu yana düzenlenen yürüyüş, Temmuz 1995'te Srebrenitsa'nın düşmesinden sonra hayatta kalan ve Bosna-Hersek Cumhuriyeti Ordusu tarafından kontrol edilen bölgeye ulaşmaya çalışan Boşnakların öldürülmesine işaret ediyor. Barış Yürüyüşü uluslararası bir program haline geldi ve dünyanın dört bir yanından çok sayıda insan bu yürüyüşe katılıyor. 2015 yılında gerçekleşen 20. yılında ise yaklaşık 10.000 kişinin katıldığı ifade ediliyor. Yürüyüş; ölüm yolu Srebrenitsa’nın aksine barışı temsilen Nezuk köyünden başlıyor. Bu programa yürüyerek katılanların yanı sıra; bisiklet, motosiklet maratonu katılımcıları, dağcılık tırmanışı yapan profesyonel veya amatör dağcılardan da destek geliyor.

Bu insanlık dramının hatırlanması, barış içerisinde insanca yaşamın yeniden sağlanması ve bir nevi ‘özür dilemek’ gayesiyle, sivil halkın canını kurtarmak adına kaçtığı o güzergâhta her yıl 8-11 Temmuz tarihleri arasında MARŞ MİRA (BARIŞ YÜRÜYÜŞÜ) adıyla uluslararası bir etkinlik düzenleniyor. Yürüyüş binlerce insanın katılımıyla Nezuk kasabasından başlıyor. Dere tepe, dağ bayır, ovalar, ormanlar aşılarak 3 günde yaklaşık 85 km ( /-) civarında yol yürünüyor ve Potoçari Anıt Mezarlığı’nda anma programı ile sona eriyor.

ACI VE UMUT YOLU: MARŞ MİRA’NIN HİKAYESİ…

İkinci kez katıldığım yürüyüşten her açıdan yorgun olarak döndüm. Marş Mira Türkiye ile kamp alanı ve eşyaların bir sonraki konaklama alanına taşınması konusunda ortak hareket ettik. Marş Mira Türkiye, gönüllü katılımcılardan oluşan ve Türkiyeli katılımcıların şartlarını kolaylaştırmak için gönüllü olarak olanaklar geliştiren bir grup insandan oluşuyor. Türkiye’den katılan grubun şartlarının kolaylaşması açısından imkanlar dahilinde efor sarf ediliyor. Türkiye'den katılmak isteyenlere büyük kolaylık sağlayan, rehberlik eden, yürüyüşte gelişebilecek bütün detaylara sahip Marş Mira Türkiye ekip lideri Caner Bey, 2014 yılından beri her sene katıldıkları gibi, Türkiye’den katılımcılara da yürüyüş süresi boyunca tamamen gönüllü olarak ciddi oranda kolaylıklar sağladıklarını bir önceki katılımımdan biliyordum. Bu sebeple yola onlarla çıkmanın doğru olacağına karar verdim.

GEÇMİŞİN İZLERİYLE: MARŞ MİRA YOLCULUĞUM…

Yürüyüş boyunca pek çok farklı duygu yaşadım. Hava sıcaklıkları ve arazi koşulları zorlayıcıydı ancak grubun dayanışması ve Marş Mira Türkiye ekibinin desteği bu zorlukları aşmamızda büyük rol oynadı. Her adımda tarihin acı dolu izleriyle yüzleşmek, yürüyüşün anlamını daha derinden hissetmemi sağladı. Yol boyunca yerel halkla etkileşimde bulunmak, onların hikayelerini dinlemek ve yaşanan trajediyi birinci elden duymak duygusal olarak zorlayıcıydı. Ancak bu etkileşimler, yürüyüşün barış ve anma amacını daha anlamlı kıldı.

Yürüyüşün sonunda Potoçari Anıt Mezarlığı'na ulaştığımızda, hem fiziksel hem de duygusal olarak tükenmiş olmama rağmen, içimde bir huzur ve tatmin duygusu vardı. Binlerce insanla birlikte orada bulunmak, soykırım kurbanlarını anmak ve onlara saygı göstermek, bu yürüyüşün ne kadar önemli ve anlamlı olduğunu bir kez daha gösterdi.

Marş Mira'ya katılmak, sadece bir yürüyüş değil, aynı zamanda tarihle yüzleşmek, barışı savunmak ve insanlık adına bir duruş sergilemek anlamına geliyor. Bu deneyim, hayatımın en unutulmaz ve anlamlı anılarından biri olarak kalacak.

Bu kısımla ilgili önemli olarak gördüğüm birkaç uyarıyı yaptıktan sonra yürüyüş boyunca yaşadıklarıma geçmek istiyorum.

Yürüyüş Öncesi Hazırlıklar ve Uyarılar:

Fiziksel Hazırlık: Yürüyüşe katılmadan önce düzenli olarak yürüyüş yaparak kondisyonunuzu artırın. Zorlu arazilerde yürümek, düz yolda yürümekten farklıdır ve vücudunuzun buna alışması önemlidir.

Ekipman: Rahat ve dayanıklı yürüyüş ayakkabıları, yeterli su ve enerji verici atıştırmalıklar, hava koşullarına uygun kıyafetler (yağmurluk, şapka, güneş kremi) ve ilk yardım malzemeleri getirin.

Kamp Malzemeleri: Kamp yapacağınız alanlarda kullanmak üzere uyku tulumu, çadır ve mat gibi temel kamp malzemelerini yanınızda bulundurun.

Hijyen Malzemeleri: Kişisel hijyeninizi sağlamak için temel hijyen malzemeleri (diş fırçası, sabun, el dezenfektanı) taşıyın. Uzun yürüyüşlerde bu tür malzemeler önemli olabilir.

Haritalar ve Yön Bulma: Yürüyüş rotasının haritasını ve yön bulma ekipmanlarını (pusula, GPS) yanınızda bulundurun. Organizasyonun belirttiği rotayı takip etmek önemlidir.

Grupla İletişim: Grubunuzla sürekli iletişimde kalın. Yürüyüş sırasında birbirinizden kopmamak için belirli aralıklarla buluşma noktaları belirleyin.

Kamp Alanı: Önemli Uyarılar ve Tavsiyeler

· Marş Mira Türkiye ekibinden beklentilerinizi makul tutmanız önemlidir. Ekip, profesyonel bir organizasyon değil, gönüllü olarak bir araya gelmiş insanlardan oluşuyor. Bu nedenle, çok üst düzey bir konfor alanı, belirli kuralların olduğu, keyif yapabileceğiniz bir kamp beklentiniz varsa, bu gruba dahil olmamanız daha doğru olacaktır. Katıldığınızda ne ekibi ne de diğer katılımcıları germemek, yormamak adına bu durumu göz önünde bulundurmalısınız.

· Bu gruba her görüşten, her cenahtan, her düşünceden insanın katılabileceğini ve onlarla aynı alanları paylaşabileceğinizi unutmayın. Görüş ve düşünceniz ne olursa olsun kampta karşıt görüşünüzdeki birini sevmek veya arkadaş olmak zorunda değilsiniz, ancak saygı duymak zorunda olduğunuzu asla unutmamalısınız.

· Barış adına yürüdüğünüzü unutmayın. Eğer içinizdeki öfkeyi, kini, nefreti kenara bırakamayacaksanız, katılmamanızın hem sizin hem de grubun hayrına olacağını asla unutmamalısınız.

· Kamp alanının temizliğinin önemini, kullanılan WC ve duş kabinlerinin dikkatli kullanılması gerektiğini (aksi takdirde kısıtlı olanaklarla konakladığımız doğada elimizdekinin bozulması sonucu mağduriyet yaşayacağımızı) unutmayın.

· Hem gönüllü yardımcı organizatörler hem de katılımcılar birbirlerine karşı saygılı davranmalı, kırıcı olmamalıdır. Sürekli şikayet, beklenti ve hoşgörüden uzak bir atmosferin kimseye yarar sağlamadığı gibi demoralize ettiği, kalp kırdığı ve üzdüğü gerçeğini göz ardı etmeyin. Barış adına yürüdüğümüzü düşünürsek, kendi aramızda yaşadığımız bu tarz kalp kırıcı sorunların Marş Mira ruhuyla özdeşleşmediği ve ters düştüğü asla unutulmamalıdır.

· Marş Mira yürüyüşüne katılan herkes sıfır beklentiyle, zorlukları ve şartların yoksunluğu gerçeğini bilerek katılmalıdır. Bu, hem katılımcılar hem organizasyonu gönüllü olarak düzenleyen arkadaşlar hem de tüm katılımcılar açısından önemlidir.

· Programı organize eden gönüllü arkadaşların da katılımcılara karşı daha anlayışlı, saygılı, terslemeden cevap vermeleri gerektiği gerçeğini es geçemeyiz. Şartlar zor, yorucu ve yıpratıcı olabilir, ancak bu gönüllülük işini kimse zorla yapmıyor. En azından size karşı nezaket kurallarına dikkat eden insanlara karşı nezaket kuralları çerçevesinde cevap vermeniz önemlidir.

· Gelecek yıllarda keyifli ve anlamlı bir yürüyüş için egolarımızdan, kibirlerimizden, beklentilerimizden uzaklaşarak acısı olan insanlarla yürüdüğümüzü........

© Önce Vatan


Get it on Google Play