Mevlana Celaleddin Rumi 750. Vuslat
Mevlana Celaleddin Rumi’nin 750. Vuslat gecesine katıldık. Mevlana hayatı boyunca kendini, Allah’ı aradı, Şemsi Tebrizi O’na gönül yoldaşı oldu kaybedince dostunu, derin üzüntüsünü, bilgeliğini insanlığı aydınlatmak üzere Mesnevi eserine aktardı, hal olarak yaşadı.
“Hamdım, piştim, yandım” dedi Hz. Mevlana kendini bulma, Allah’ı bulma yolunda…
Mevlana Celaleddin Rumi; nefsin arzularından, isteklerinden ve kendisiyle hesaplaşmaya yanaşmayan kişinin olgunlaşamayacağını ifade etmektedir. "Hamdım, piştim, yandım" beyanı, tasavvufi manada olgunlaşmak adına türlü aşamalar neticesinde ortaya çıktığını güzel ve net anlatmaktadır, kendini ziyaret ettiğimizde, o avluda, dervişlerin çile çekilen alanlarını da ziyaret ettik, emek vermeden bu yola baş koymadan, gönlünü vermeden olmayacağına pişilmeyeceğine bir kez daha şahit olduk.
Duygularımı ifade etmem çok zor, nasıl büyük bir hoşgörü, sarma, kabul etme, müthiş bir sevgi… Dergâhından canlandırmaları size aktarmaya çalıştım, Konya panoramadan da inanın hepsi canlı yaşıyor gibi his verdi mutlaka gitmelisiniz bu ulvi duygular resmen şehre sinmiş, çok sakin çok bilge çok saran seven enerjisi var hatta Mevlana öyle dilemiş, bu beldede savaş olmasın bir daha, diye ve olmamış Allah dostunun dileği kabul olmuş…
Selçuklu zamanından İpek Yolu üzerinde Zazadin Hanı Kervansarayı 1236 beni ayrıca çok etkiledi, orda yaşananları hissediyorsunuz, kervanların gelip mallarını teşhir ettiklerini orda dinlendiklerini ortak alanlardaki paylaşımlar alışverişler hele derviş odasına girdiğimde yaşadığım özel anlar muhteşemdi…
Ecdadımızı, yüksek enerjili mekanları ziyaret etmenin önemini bizzat tekrar yaşadım çok şükür.
Titiz çalışkan rehberimiz Bilge Arıcan ve samimi içten rehberimiz Mahir Boynukısa’ya, can hocamız Jüpiter’in kızı Emelce’ye bu turu düzenlediği ve keyifli bilgi şifa dolu geçmesi için katkılarından dolayı tekrar teşekkür ederiz…
UNUTULMAZ GECE; 17 ARALIK ŞEBİ
ARUS
“Ölümümden sonra mezarımı yerde arama. Arif kişilerin gönlüne gömüldüm ben” diyen Mevlana’nın Hakk’a vuslatının 750. Yılında Konya’da olma şansına eriştim, ölümü Allah’a sevgiliye kavuşma olarak anlamış ve aktarmış bizlere.
Hz. Mevlana'nın 750. Vuslat Yıldönümünde Sema Ayin-i Şerif dualarla başladı, müthiş bir huşu ve saygı içinde dinlediğimiz ney dinletileri ve kadife sesiyle yılların değişmeyen sanatçısı Ahmet Özhan’dan huzur içinde dinledik ardından muhteşem Sema gösterisi başladı.
Çok tavsiye ederim mutlaka gidin hele SEMA GÖSTERİSİ sanki başka bir âleme gittik, semazenler öyle saygılı öyle edepli ve disiplin içinde ki, hele hocalarına, Ney eşliğinde kollarını iki tarafa doğru açıp sağ avucunu gökyüzüne, sol avucunu ise yeryüzüne çevirerek Hak'tan alıp halka dağıtarak anlamı ile gerçekleştirilen bu ayinde hepimiz o tefekkürün içine girdik yüzlerce insan soluk almadan gözyaşları ve teslimiyet içinde… Anlatılmaz yaşanır diyorum.
Hz. Mevlana’nın 22. Torunu Esin Çelebi ile tanışma kısa bir sohbet şansına da eriştim, söyledim de, öyle nurluydu ki…
Astroloji öğretmenlerimden Jüpiter’in kızı Emelce de yay burcu benim de yükselenim yay gezmeyi seviyoruz ve tabii doğallığı sıcaklığı insanları olduğu gibi kabul edip sevmesi, çözüm odaklı olması daha da güzelleştirdi gezimizi. Astrolojik bilgiler ve şifa çalışmaları ekstra bonus oldu. Samimi arkadaşlıklar ve ruhsal paylaşımlar da hediyesi oldu çok şükür.
Canım teyzem de benimle bu yolculuğa katıldı çok teşekkürler, kısa ama anlamlı günlerime katkıda bulunan özellikle adı gibi bilge rehberimiz Bilge Arıcan ve acar pratik esprili rehberimiz Mahir Boynukısaya bilgiler için kattıkları güzellikler ve çözümler için ayrıca teşekkürler.
MEVLANA VE ŞEMS
Sadece birkaç yıl süren bu dönemden sonra, Mevlana’nın hayatında 642/1244 yılında Konya’ya gelen Şems-i Tebrizî ile tanışması safhası olan yeni bir dönem başlamıştır. Mevlana’nın hayatının ikinci safhası olarak nitelenen Mevlana’nın Şems ile birlikteliği neticesinde, coşkun ve cezbeli hal ortaya koymuş, bu halin bir sonucu olarak medreseyi, vaazları ve talebelerini terk etmiş, vaaz meclisleri yerine sema(semaş) tertib etmiş, çarha, raksa başlamış, medreselerdeki ilmi tartışmalar yerine de ney ve rebâb........
© Önce Vatan
visit website