menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

09 EYLÜL 1922’DE YUNAN ORDUSUNU İZMİRDE DENİZE DÖKTÜĞÜMÜZ MUHTEŞEM KURTULUŞ GÜNÜNÜ UNUTMAYALIM

21 0
09.09.2024

Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir. İleri.(Gazi Mustafa Kemâl Atatürk-1922)

9 Eylül 2024 İzmir için çok anlamlı bir gündür. 15 Mayıs 1919’da İzmir'e Yunan askerinin ayak basması ile birlikte fiilen başlayan Türk kurtuluş savaşına 09 Eylül 1922’de son noktanın konulduğu, yani Yunan askerinin karaya ayak bastığı yerde denizde döküldüğü mutlu gündür.

İzmir'in kurtuluş günü vesilesiyle yapılan törenlerde hep 9 Eylül 1922 gününün hatıraları canlandırılır. Anadolu'da en uzun süre esaret altında kalan şehrimiz olan güzel İzmir'de 15 Mayıs 1919 işgal günü olanlar pek dile getirilmez. Oysa bu şehrin Yunanlılar tarafından işgali sırasında şehrin yöneticilerinin işgal kuvvetleri ile olan sıkı işbirliği yeni yetişen nesillerimizin çok iyi bilmesi gereken acı gerçeklerimizdir.

Halkına inanmayan, kendine güvenmeyen, daima manda misali dış kontrol ve destekle ülkenin kalkınıp güçlenebileceği gibi sapık bir düşünceye sahip olan yöneticiler her dönemde olmuştur. Bu tip insanlara günümüzde de sıkça rastlamak mümkündür.

İşgal sırasında İzmir Valisi olan İzzet Bey bu tip yöneticilerden biridir. Her türlü hukuka, ülkeler arası antlaşmaya ve insanlık anlayışına aykırı olarak yapılan İzmir’in işgali esnasında elinde bu işgale karşı koyacak güçler olmasına rağmen bu güçleri kullanmamış ve adeta işgali kolaylaştırmak için varını yoğunu harcamıştır. Buna rağmen her işbirlikçinin başına gelmesi kaçınılmaz olaylar onunda başına gelmiştir. Evet Yunan işbirlikçisi Vali Beyimiz Yunan askerlerince aşağılanmak ve tartaklanmaktan kurtulamamıştır.

İzmir'in kurtuluş günü vesilesi ile işgal günlerinde ildeki en büyük mülki amir olan Vali İzzet Bey tarafından kaleme alınan ve Yunan işgalini anlatan raporundan bazı bölümleri aktararak Osmanlı Devleti’nin İzmir’in işgalini nasıl algıladığını hatırlatmak istiyorum.

Osmanlı Devleti, 1914 yılında girdiği I. Dünya Savaşında yenilmiş ve 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi ile de resmen savaştan çekilmiştir. İtilaf Devletleri, mütarekenin 7. maddesine dayanarak güvenlikleri tehlikeye girdiği takdirde istedikleri yerleri işgal etme hakkı elde etmişlerdir. Bu maddeye dayanarak İzmir, 15 Mayıs 1919 tarihinde Yunanlılar tarafından işgal edilmiştir. İzmir’in işgali Osmanlı hükümeti ve yönetim kadroları hariç Türk halkının büyük tepkisine neden olmuş, ülke genelinde yapılan protestolar ile bu işgal milli mücadelenin ilk kıvılcımlarını ateşlemiştir.

Aşağıdaki bilgiler işgal sırasında İzmir valisi olan İzzet Bey tarafından kaleme alınan rapor esas alarak derlenmiştir. İzzet Bey, 1885 yılında göreve başladığı Bab-ı Âli Tercüme Odasında 24 yıl hizmet vermiştir. 1912–1913 yılları arasında Van valiliği de yapan İzzet Bey Hariciye Nazırı Kürt Said Paşanın kardeşidir. Tevfik Paşa hükümetlerinde Evkaf-ı Hümayun ve Dâhiliye Nazırlığı da yapmıştır. 23 Mart 1919’’da İzmir Valiliği görevine başlamıştır.

Valiliğe İzzet Bey’in atanması, Hürriyet ve İtilaf Partisi yanlısı olması nedeniyle, İtilaf Devletleri tarafından da uygun görülmüştür. Bu tayin ile Osmanlı Hükümeti, Rumların yapmakta oldukları taşkınlıkları, İngilizlerin desteğini alarak dizginlemek istemiştir. Celâl Bayar, Vali İzzet Beyi şöyle tanımlar; “İzzet Bey, Paris’te Türk vatanının parçalanması için barış konferansına muhtıralar veren, Şerif Paşanın amcası idi. Ruhunda müşterek vatan duygusu ve sevgisi doğmamıştı, yoktu. Vahdettin’in kin ve intikamının beceriksiz bir aleti, devleti tutan milliyetçiliğin gönüllü bir düşmanı idi.”

İzzet Bey; silik, şahsiyetsiz, yüreksiz, aciz, temsil ettiği milleti değil, sarayı velinimet sayan, saraya körü körüne bağlı bir adamdı. Nitekim, göreve başlar başlamaz İzmirli Türk aydınların örgütlenme çabalarını kösteklemiştir.. Hatta dernek yöneticilerini vilayet konağına çağırarak onlara, “Herkes sizi İttihatçılık ve Bolşeviklik ile suçluyor. Devletin bu nazik günlerinde İzmir’de huzuru bozmanıza izin veremem” demiştir. Valiliği süresince Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerine karşı düşmanca bir tutum sergileyen, gerek İzmir’in işgali sırasında ve gerekse işgal sonrasında Yunanlılarla uyumlu bir........

© Önce Vatan


Get it on Google Play