menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

KIRILMADIK NE KALDI? 13

4 0
14.08.2024

...dünden devam

İşte bir akademisyenin, Sn. Prof. Dr. Beyza Üstün’ün 08 Aralık 2014 tarihli röportajından özet alıntılar: (Kaynakça - 6)

‘’Nasıl oluyor da, ülkemizin su kaynakları bulundukları bölgelerden özel şirketlere sunulabiliyor?

Amaç; suyun yanında, suyun dolanımında olduğu alanlara da hâkim olmaktır..!

Bu yeni bir süreç değil. Son yıllarda Anadolu’da ve Mezopotamya’da yoğunlaşmış bir durum. 1970’lerde kurgulanmış,1980 sonunda BM raporlarına bağlı danışmanların çalıştığı kararların; suyun metalaşması ve sürdürülebilir kalkınma stratejilerinin kapitalizmin son krizi ile birlikte uygulanışını yaşıyoruz.

1992 yılında BM’e bağlı iki kongre ile Dublin’de suyun piyasa üzerinden fiyatlandırılabilir olması açıklandı.

2000 yılında Hollanda’nın Lahey kentinde düzenlenen forumda, açıklanan BM Su Konseyinin Lahey bildirgesine göre; su fiyatlandırılmalı, suyun yolculuğunu yaptığı vadiler, bütünleşik olarak yönetilmeli, sulu tarım alanları kısıtlanmalıdır.

2003 yılında DSİ (Devlet Su İşleri) 49 yıllığına şirketlerle yapacağı su kullanım hakkı protokolü için gereken yönetmeliği çıkardı. Ardından tüm derelerde akan sular 49 yıllığına şirketlere kullanım hakkı üzerinden devredildi.

Bugüne dönersek, suyun dolandığı vadilerde şirketlerin;

Hidroelektrik santraller, altın, gümüş, nikel maden işletmeleri, termik santraller ile birlikte ortak çalışan çimento........

© Önce Vatan


Get it on Google Play