PROFESYONEL ELEŞTİRMENİN SONU (RUSYA’DAN SEVGİLERLE)
Normal şartlarda hiçbir sivil toplum örgütünün savunmayacağı bir ırkçıyken; sadece Putin muhalifi olmasından ve iyi becerdiği ajitasyon yeteneğinden dolayı Avrupa’nın da sırtını sıvazlamasıyla öne çıkarılan sahte bir kahraman (!) eskisiydi kendisi.
Yüksek ihtimalle Yale Üniversitesi yıllarında batılı servisler tarafından kullanılan komuta altına alınan uzaktan kumandalı bir oyuncaktı aslında.
Avukatlıktan siyasi aktivistliğe, sıçrama taşı misali atlayan Navalny, uzun zamandır Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e sataşarak ve protestolara öncülük ederek yeni bir vitrin yapma çaba ve rüzgârıyla yıllardır savruldu durdu verilen gazın etkisiyle.
Sosyal medya hesaplarından Putin’in yediği rüşvetlerle olağan üstü bir saray yaptırdığına dair uzun bir video yayınlaması, akıllara dış güçlerce tanıdık hikâyelerin farklı oyuncularla sahneye konması demodeliğini getiriyor.
19 Ocak’ta yayınlanan “Putin’in Sarayı” adlı iki saatlik belgesel, Rusya’da siyasi gündemi sallasa da, bu balonun daha fazla dayanamayacağı belliydi.
Kısa zamanda tıklanma rekoru kıran video, Putin’in Kafkasların kuzeyindeki Gelencik’te 1.3 milyar $ (10 milyar TL’den fazla) olan ve Monaco’nun 39 katı büyüklüğünde bir araziye yayılmış mabedini bir anda ifşa etti.
Söz konusu sarayın dünyadaki en büyük rüşvet ile inşa edildiği iddiası olsa da; Kremlin bu binanın Putin’e ait olmadığını deklare etti.
Rus dış siyasetine dair de şaşırtıcı ifşalarda bulunan ve aynı zaman da önde gelen devlet şirketlerinin de yolsuzluklarını, açtığı blok hesabıyla kamuoyuna açıklayan yarı Ukraynalı bir nevi Şarlo’dan ibaret olan Rus aktivist; bir şekilde dikkatleri üzerinde toplamakta ısrar etse de su testisini suyolunda kırdırdı en sonunda.
2008’de Yolsuzluklarla Mücadele Fonu’nu kurduğunu söyleyen Navalny, aynı zaman da sert muhalif blog yazılarıyla hükümeti ve Putin’i çok ağır ve hadsiz bir üslupla eleştirmişti.
Peşine takılan yandaşlarıyla ilk önce İlerleme Partisi’ni kurdu. Daha sonra bu ismi Geleceğin Rusya’sı olarak değiştirdi. Halen de bu oluşumun lideri konumunda cezaevinde ömür tüketiyordu.
Navalny’nin Rus muhalefetinde ilgi çekmesi 2011’de parlamento seçimleriyle başladı. Seçim döneminde yaşandığını iddia ettiği sahtecilik ve sahtekârlığın faturasını Putin’e keserek Avrupa’yı arkasına almaya çalışan zavallı bir idealist olarak kendini pazarlamaya çalıştı.
Tüm bu........
© Önce Vatan
visit website