KADERİN KIRMIZI İPİ
Kaderin Kırmızı İpi, çaprazlama olarak yaşadığımız tüm hikayelerin, rastgele zaferlerin tesadüfi değil doğduğumuzda takılı olan görünmez kırmızı iplerin eseri olduğunu kanıtlarcasına, her anını nefes nefese okuyacağınız bir olay örgüsüyle çıkıyor okurun karşısına. Kitabı polisiye dünyasında hak ettiği yere getirecek olan ise yazarın dahice bir kurguyla geçmişte çözülmemiş olayları yeniden ortaya çıkarması, cinayetleri, ölümcül kazaları, kayıp insanları ve birçok sır saklayan karakterleri içermesi ve kitap boyunca birden fazla bükülme ve dönüşle okuyucunun son sayfaya kadar dikkatini canlı tutması…
Zehirli kötülük genetik mi?
Gazeteci-Yazar Yasemin Candemir’in pandemi döneminde yazdığı, Müptela Yayınları’ndan çıkan kitap, gömü maskeleri ile şamanizme, kırmızı ipin görünmez varlığı ile Kabala ve Çin Mitolojisi’ne, gerilimli olduğu kadar, dünyanın büyücüler ve şeytanlara emanet olduğunu hissettiren tılsımlı bir yolculuk yaptırıyor okuyucuya. Maslow piramidinin en altında yaşayan, aidiyet, sevgi, kabul görme aşamasına geçemeyen insanlarla başlayan yolculuk, Prof. Paulhus*’un tanımladığı sadistlere ve zehirli kötülüğün genetik olduğunu ispatlamaya uzanıyor. Prof. Dr. Delroy Paulhus; Kanada'daki British Columbia Üniversitesi'nde psikoloji profesörü. İçimizdeki “kötü insanları” anlamak için yaptığı çalışmalarla ünlü. Seri cinayetlerini detaylı tasarlayan ama kendisini plansızca aşkın içinde bulan “Büyücü”, nasıl dönüştüğünü şu sözlerle anlatıyor; “O artık bir fısıltının esiriydi. İlk önce zihninde kısık seslerle belirmiş, sonra ağır ağır tüm bedenini ele geçirmişti. Kızının ölümü, kocasının hapishaneye girmesi sürecinde kollarında, bacaklarında karıncalanma yaratan bir dürtüden öteye geçmemişti. Uğradığı hakaretlerle beslenip, büyüdü. Bacaklarına, kollarına sıçradı. Boğazında bir düğüm haline geldi zamanla. Sabırlıydı. Bekledi, bekledi. Sonunda hayatını onun kollarına teslim etmesini istedi. Bu fısıltının adı; İntikamdı. O, her zaman her şeye hatta en büyük kederlere bile boyun eğmişti. Merhamet ve vicdanı içinden söküp atarken yeni hayatı başladı... Seri cinayetlerini detaylı tasarlayan ama kendisini plansızca aşkın içinde bulan “Büyücü”, nasıl dönüştüğünü şu sözlerle anlatıyor; “O artık bir fısıltının esiriydi. İlk önce zihninde kısık seslerle belirmiş, sonra ağır ağır tüm bedenini ele geçirmişti. Kızının ölümü, kocasının hapishaneye girmesi sürecinde kollarında, bacaklarında karıncalanma yaratan bir dürtüden öteye geçmemişti. Uğradığı hakaretlerle beslenip, büyüdü. Bacaklarına, kollarına sıçradı. Boğazında bir düğüm haline geldi zamanla. Sabırlıydı. Bekledi, bekledi. Sonunda hayatını onun kollarına teslim etmesini istedi. Bu fısıltının adı; İntikamdı. O, her zaman her şeye hatta en büyük kederlere bile boyun eğmişti. Merhamet ve vicdanı içinden söküp atarken yeni hayatı başladı... Yasemin Candemir kitabı nasıl kaleme aldığını ise şu sözlerle aktarıyor okuyucuya; “İngiliz matematik profesörü Frank Morley diyor ki; ‘Bir matematik problemine dalıp gitmekten daha büyük bir mutluluk yoktur.’ Detaylı kurgulanmış bir polisiye roman da aynı matematik problemi kadar derinlemesine dalış gerektiriyor. Ben de bunu yaptım. İki yıl Kaderin Kırmızı İpi’nin içinde yaşadım. İple bağım mesafeler, çeşitli hayat sorunları ile zamanla ipi gevşetse de hiç kopmadı.”
DÜNYA SAĞLIK ÖDÜLLERİ VE ALTIN KALEM ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU
Bu sene altıncısı düzenlenen olan Altın İnsan Ödülleri sahiplerini buldu. İlk olarak 2018 yılında, sadece Altın Kalem Ödülleri başlığı altında verilen ödüller, bu sene Mihrabat Korusunda........
© Önce Vatan
visit website