menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Determinist ile mütevekkil kardeştir

18 1
17.12.2023

Yüzyılın ilk çeyreği bitmek üzere. Bu kez önceki yüzyıllardan daha yoğun, daha farklı olarak sona, felakete doğru hızlı bir gidiş var. Doğayı kirlettik, temizleyemiyoruz. Aslında bu yöndeki çabaların güçsüzlüğü bir yana artık kendini geliştirerek var olmayı sürdürmekte zorlanan sistem yalnız çevreyi değil, ihtimal kendini de yok etmeye koşuyor. Karşılaştığımız, sistemin açtığı yolda ilerleyen felaketler ağırlıklı olarak yoksul mahalleleri, boş vermişlerin yaşadığı sokakları eziyor, erke yapışık siyasetçi ise dişe dokunur önlemler almak yerine “ne gelirse Allah’tandır” diyen mütevekkil Müslümanla, “carpe diem” diyen şaşkın “moderni” seçiyor, onlardan destek bekliyor.

Bu tehlike ile savaşmak istiyorsak “izm” ekiyle bağımsızlığını ilan eden determinizmin bizi esir almasına izin vermemek çıkış yolu olabilir. Tarihe soldan bakan, geleceği hayal eden determinist halimiz “kitapta” okuduğunun yazıldığı gibi gerçekleşmiş olduğuna ve bundan sonra da gerçekleşeceğine inanan safdil halimizdir. O, tarihin nasıl gerçekleştiğiyle, insanla tarih arasındaki ilişkiyle, süreçle değil, sonuçlarla ilgilenir. Kuşkusuz üstü çizilip bir kenara bırakılamayacak neden-sonuç ilişkisinin “şaşmazlığı”, daha önemlisi “kaçınılmazlığı” bizi mutlu eder. Fakat determinist halimiz, yaşadığımız dönemin ekonomik politik tablosu, seçme şansımızın olmadığı koşullar karşısında aynı mutluluğu koruyamayacak, büyük bir olasılıkla umutsuzluğa kapılacaktır. Solun kitabı da, eğer bir düz okumayla yetinirsek pek yardımcı olmayacak, hatta çelişkilerle dolu gibi gelecektir. Gerçekte böyle bir çelişki yoktur. Marx’ın 18 Brumaire’in daha ilk sayfasında ve artık neredeyse ezbere bildiğimiz satırlar her türden determinist hallerimizi ortadan kaldıracak ipuçlarını içerir.

Tekrar okumakta yarar var: “İnsanlar kendi tarihlerini kendileri yaparlar, ama kendi keyiflerine göre değil; kendi seçtikleri koşullar içinde değil, doğrudan karşı karşıya kaldıkları, belirlenmiş olan ve geçmişten gelen koşullar içinde yaparlar.” Unutulmaması gereken cümlenin öznesinin “insanlar”, yükleminin “yaparlar” olduğudur. Pek fazla üzerinde durulmamış ezberlenmemiş bir cümleyi aktarmak, üzerinde düşünmek de iyi gelebilir: “19. yüzyılın toplumsal devrimi, şiirsel anlatımını geçmişten değil, ancak gelecekten alabilir. Geçmişin bütün hurafelerinden sıyrılmadan kendisiyle başlayamaz. Daha önceki devrimlerin kendi içeriklerini kendilerinden gizlemek için tarihsel anımsamalara gereksinimleri vardı. 19. yüzyılın........

© Nokta Haber Yorum


Get it on Google Play