Bir Kimyasal Hadisi
Şiirlerde, romanlarda, şarkılarda, türkülerde onun yangınlarının alevleri oynaşır. Uzaktan bakıldığında kremalı bir pasta gibi gözükür. Aşktan söz ediyorum! Bir şiirimde, “insandan tanrı yaratma işidir aşk” demiştim. Louise Aragon, “Aşk, bize güç veren tek özgürlük yitimidir” demişti. Birini severiz; ümitsiz gibi gözükse de bir gün onun da bizi sevebilme ihtimali ve umudu içimize bir ışık gibi sızar. Goethe’nin sözünü hatırlarız: “Biz, birbirimizin hiçbir şeyi olmayacaktık, ama her şeyi olduk.” Kimsenin girme teşebbüsünde bulunmasını istemediğimiz güzel bir bahçedir orası; insanın ilgisini çeken bir hikâye… Önceden hiçbir şey olan, şimdi her şey olmuştur; öyle bir olmuştur ki, o bir şey, diğer her şeyi görünmez kılmıştır adeta. Artık kimsenin onu, sizin gibi sevme yeteneğine sahip olmayacağını düşünürsünüz.
Tabii aşk dendiğinde cinsel kimlikler hemen ön plana çıkar. Cinsellik aşkın temel belirleyenidir. Cinsellik potansiyeli taşımayan birine âşık olmak anlamsızdır. Toplumsal kültür açısından bilinçaltına itilen cinsellik, İnsanın karnını doyurması, uyuması ve barınması gibi temel bir var oluş haline işaret eder. Zira cinsellik/üreme olmaksınız soyun devamı mümkün değildir. İnsan, söz konusu ettiğim bu üç temel gereksinimi tam bir güvenceye almadan, beyinsel ve estetik merakını şahlandıramıyor. Yani toplumların gelişmesi için de cinselliğin tam bir güvencede icrası olmazsa olmaz… Cinsiyetimizi oluşturan kimlikler o kadar önemli ki toplumsal rollerimiz bile ona göre........
© Nokta Haber Yorum
visit website