Türkiye'nin gururu gençler
Kızım Ezgim. Bu yazı sana ve Türk gençliğine armağan olsun. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramınız kutlu olsun.
Bir gün sabaha karşı saat 05.00 gibi telefonuma gelen “Kötü Haber” watsup mesajı ile uyandım. Kızım Ezgim’in yarıştığı Transleted9 takımın sponsoru Marco’dan gelen görüntülü mesajda “Bad News” diye başlayan cümle “Teknede çatlak oluştu su alıyoruz. O neden ile en yakın adaya ulaşmaya çalışıyoruz” diyordu. Tekne o anda Pasifik Okyanusundan henüz Atlas Okyanusa geçmişti. Yani hiçliğin ortasındaydılar.
Kızım Ezgim Mıstıkoğlu “ Yelken Dünya Turu yarışının seçmelerine katılmak istiyorum” dediği zaman “Babana danış kızım” dedim. “Hayır” demek istemediğim ama tehlikeli gördüğüm böyle bir olaya da Evet dememek için. Baba da “Annene sor kızım” dedi. Aynı gerekçeler ile. Neticede, Ezgim 4 okyanus aşarak 8 ayda Dünyayı dolaştı geldi. Ama hiçbirimiz için kolay olmadı.
Baştan başlayayım en iyisi.
Ezgim ’in 9 yaşında İskenderun Yelken Kulübünde başladığı yelken hayatında geldiği nokta, Dünyanın en prestijli yarışı olan Ocean Globe Race katılarak Türkiye’nin en genç kadın Dünya Turu Yarışçısı unvanını alması oldu. Öncelikle sağlıkla yarışı bitirdiği için mutluyum çünkü az tehlike atlatmadılar. Ve yarış konsept gereği maalesef hiç iletişim sağlayamadık. Yalnızca etap aralarında karaya ayak bastıklarında görüşebildik. Sonra da bu unvanı almasından dolayı hem onun hem de tüm Türk gençleri adına gururlu ve umutluyum.
Yarışa seçilme koşulları epey ağırdı. Ezgim Transledet9 adlı takıma 1500 kişi içinden seçildi. Çok ilginç bir tesadüf, yine Türk genç bir yelkenci de 1500 kişinin arasında seçilen Derin Deniz Bınaroğlu oldu. Ezgim ile Derin bu yarış ile Türkiye’nin en genç kadın ve en genç erkek Dünya Turu Yarışı yapan statüsünü almış oldular. Hem de aynı teknede. Hem de birlikte yarışarak.
Yarış öyle sıradan bir dünya yelken yarışı da değil. Konseptli, amaçlı bir yarış. Hiçbir teknolojinin kullanılmadığı, müzik dinlemek için bile walkman (1970 li yılların popüler müzik dinleme aleti) ve yine genç neslin hiç bilmediği kasetler kullanıldı. Ben kaset koleksiyonumdan gözden çıkarabildiklerimi verdim (işte bir gün işe yaradılar). Bunları daha önceden bildiğimiz için Ezgim yanına bol bol kitap aldı.
Biz de aile fertleri olarak canı sıkıldığında, üzüldüğünde, mutsuz olduğunda Ezgim’i motive edecek bir şeyler hazırladık. Örneğin doğum gününde teknede olacağı için doğum günü mesajlarını önceden yazdık verdik ona ama o günden önce açma dedik. Hediye alamadık çünkü teknede en az ağırlık olması gerekiyordu. Fotoğraflarımızdan bir albüm yaptık ona özleyince baksın diye, kedimiz de vardı içinde. Yemek tarifi yazdım verdim. Canı isterse yapsın diye. Küçük sürprizler hazırladık kısacası. Aylarca sürecek deniz yolculuğunda üstelik cep telefonları yok, bilgisayar yok, GPS yok. Hiçbir teknolojinin olmadığı yerde kendini iyi hissetsin istedik. Yarış esnasında kişisel iletişim kurmanın mümkün olmadı yani. Anlaşılacağı üzere birçoğumuzun bilmediği, bilenlerin de unuttuğu bir yaşam şekli oldu teknede.
Ocean Globe Race yarışı 1973 yılında start alan efsanevi Whitbread Round The World yarışının 50. Yılı adına düzenlendi. 14 tekne ve 23 ülkeden 256 yarışçı katıldı. Yarış 4 etap olarak planlandı öyle de yapıldı.
İlk etap İngiltere-Cape Town 8 bin deniz mili. İkinci etap, Cape Town-Yeni Zelanda........
© Muhalif
visit website