menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kolonaki Sendromu

30 0
29.03.2024

Kolonaki, Atina’nın Sintagma meydanından Likavitos tepesine kadar uzanan bir kültür, alışveriş ve eğlence merkezi. Genç, ihtiyar, orta yaşlı, zevk ve sefa düşkünü Yunanlıların öğlen saatlerinden gün ağarana kadar mitili atıp demlendikleri, eğlendikleri, şarkı söyleyip, sohbet ettikleri bir semt. 2000 li yılların başından itibaren bazı akademik toplantılar nedeni ile yılda iki kez gittiğimde, Yunanlıların Kolonaki’deki gamsız, günahsız neşelerine imrenir ama tembellik ve sefa düşkünlüklerine pek şaşardım. Toplumda huzursuzluk fokurdamaya başlayıp Sintagma’da gencecik insanlar polis kurşunlarının hedefi olduğunda bile, Kolonaki’de, “gülelim, eğlenelim, kam alalım dünyadan” havasında, yarın yokmuşçasına lalesiz bir lale devri yaşıyordu Yunanistan. Ekonomik çöküş suyun öteki yanına 2009 dan itibaren göz göre göre geldi. İşte o zaman derinleşen ekonomik krize karşı insanların gösterdiği bu inanılmaz umursamazlığa Kolonaki Sendromu demeye başladım.

Kolonaki’nin Ala Turka’sı

Yunan halkı ile aramızdaki benzerlikleri görmezden gelmek mümkün değil. Kazanılanı hemen harcamak, tasarrufa önem vermemek gibi alışkanlıklarımız bunlardan ikisi. Vergi kaçırmayı ve devletten haksız teşvik almayı kurnazlık kabul eden girişimcilerimiz de benzer. Kriz öncesinde AB parasını fütursuzca harcamaya alışan Yunanistan’a karşılık, Türkiye son 15 yılda sağdan soldan bulunan kredileri, Körfez ülkeleri ile yapılan Swapları, hazine arazilerinin, madenlerin ve kamu işletmelerinin satışından elde edilen paraları hesapsız kitapsız harcamakta. “Kime ne! Bu bizim paramız, IMF veya AB nin değil” denemez. Çünkü bir kısmı borç ve ülkenin geleceğine konulan ipotek. Satılanların bir kısmı ise Cumhuriyet kazanımları.

Gelelim asıl benzerliğe, halkımız 2001 krizinde de hem şikâyet edip, hem de vur patlasın, çal oynasın eğleniyordu. Şimdi de, büyük şehirlerde nereye giderseniz gidin kafeler, parklar, restoran ve pastaneler tıklım tıklım dolu. İstanbul’da sanki her yer Kolonaki. Ekonomik kriz, kemer sıkma, harcamalara yetmeyen aile bütçesi, yüksek enflasyon, haftada iki kez yapılan benzin ve mazot zamları, çifte çifte alınan vergiler insanları eğlenceden uzak tutmuyor.

Ama neyse ki birkaç önemli fark var. Bir kere güne erken başlıyor, siesta yapmıyoruz. Daha çok kazanmak için çok daha fazla çalışıyoruz. Bunu bir üstünlük sayıyorum. Bir de suyun bu yanında gece, saat 23, bilemediniz 24 de sona eriyor. Bakkal, manav, pastane ve birçok eğlence........

© Muhalif


Get it on Google Play