Ben, başıma gelen felaketlerle, bahtiyarım
Nasıl bir coğrafyada, nasıl bir ülkede yaşıyorsak artık… Doğal olsun, siyasi olsun, ekonomik olsun her felaket, her olumsuzluk; bizi mutlandıran bir neticeye dönüşüyor.
Mesela depremde evi başına yıkılan vatandaş “İyi ki yıkıldı.” diye mutlu olabiliyor.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki canlı yayında açıkladı: “Deprem bölgesinde yaptığımız şimdiki evlerin standardı eskisinden çok yüksek... Gidip köy evlerini teslim ettiğim ve misafir olduğum ev sahipleri, 'Allah razı olsun. Bak evimiz yıkıldı (eğer ölüler de yoksa) yıkıldığı iyi olmuş, bize mis gibi villa verdiniz' diyor" dedi.
Evi başına yıkıldığı için mutlu olmak, deprem bölgesinde yaygın bir duygu olmalı. Açıklamanın 6 Şubat depreminin yıldönümünde yapılmış olmasından, bunu anlayabiliyoruz. Münferit bir durum olsa, öyle bir günün yıldönümünde söylenmezdi.
Ben de “Keşke evim yanarken depreme yakalansam, bir de tepeme yıldırım düşse…” diye iç geçiriyorum.
Ve hatta keşke Karadeniz’de sele maruz kalsam,
Bir madenciysem eğer keşke göçük altında kalsam,
Çalışan olarak keşke daha çok geçinemesem,
Emekliysem eğer, daha çok sürünsem keşke…
Öğrenciysem, keşke daha beter bir sistemde okusam,
Üniversiteden; daha çok, hiçbir şey öğrenmeden mezun olsam,
Keşke tıp fakültesi, hukuk fakültesi, mühendislik fakültesi mezunu olarak motokurye işi bile bulamasam.
Keşke hastanelerden daha çok........
© Muhalif
visit website