Bir darbeden arta kalanlar
İki gün önce 27 Mayıs 1960 askeri darbesinin 64. yıldönümüydü. O tarihte çocuk yaşımda da olsam, bir siyasetçinin, hele de Demokrat Parti’nin (DP) kurucularından birisi ve 10 yıl milletvekilliği yapmış bir babanın, Selim Ragıp Emeç’in kızı olarak yaşananlar dün gibi aklımda.
Mesela, 27 Mayıs 1960’da sabaha karşı ev telefonunun çalması. Son Posta gazetesi yazıişleri müdürü Mustafa Yücel’in , “Selim bey, askeri darbe oldu. Radyoyu açın,” demesi.
Radyo açılıyor. Albay Alparslan Türkeş’in sesi: “Sevgili vatandaşlar, bugün demokrasimizin içine düştüğü buhran ve müessif hadiseler dolayısıyla kardeş kavgasına meydan vermemek maksadıyla Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) memleketin idaresini ele almıştır. Bu harekata Silahlı Kuvvetlerimiz, partileri içine düştükleri uzlaşmaz durumdan kurtarmak ve partiler üstü tarafsız bir idarenin nezaret ve hakemliği altında en kısa zamanda adil ve serbest seçimler yaptırarak idareyi, hangi tarafa mensup olursa olsun seçimi kazananlara devir ve teslim etmek üzere girişmiş bulunmaktadır.
“Girişilmiş olan bu teşebbüs, hiçbir şahsa veya zümreye karşı değildir. İdaremiz, hiç kimse hakkında şahsiyata müteallik tecavüzkar bir fiile müsaade etmeyeceği gibi edilmesine de asla müsamaha etmeyecektir. Kim olursa olsun ve hangi partiye mensup bulunursa bulunsun, her vatandaş, kanunlar ve hukuk prensipleri esaslarına göre muamele görecektir. Bütün vatandaşların, partilerin üstünde aynı milletin, aynı soydan gelmiş evlatları olduklarını hatırlayarak ve kin gütmeden birbirlerine karşı hürmetle ve anlayışla muamele etmeleri, ıstıraplarımızın dinmesi ve milli varlığımızın selameti için zaruri görülmektedir.
“Kabineye mensup şahsiyetlerin, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sığınmalarını rica ederiz. Şahsi emniyetleri kanunun teminatı altındadır.
“”Müttefiklerimize, komşularımıza ve bütün dünyaya hitap ediyoruz. Gayemiz, Birleşmiş Milletler Anayasası’na ve........
© Muhalif
visit website