Türk Müziği’yle (alaturka müzik isimlendirmesini tercih ediyorum) yolumun kesişmesi annem sayesindedir. Onun herhangi bir ev işi yaptığı zaman tellendirdiği şarkıları büyük bir beğeniyle çıt bile çıkarmadan dinlerdim. Yıllar geçtikçe ben de söylemeye başladım. Sesim de iyiydi. Okul korolarına alındım. Daha sonra bu işin eğitimini almamın lazım geldiğine kanaat getirdim. Meslekî olarak edebiyatı seçmiştim ancak mûsıkî de hep yanında belki bir-iki adım gerisinde edebiyatı takip etmeliydi.

İşte bu düşünce ve hevesle alaturka mûsıkînin büyük hocası Profesör Doktor Alâeddin Yavaşça’nın peşine düştüm. Alâeddin Hoca o tarihlerde İTÜ Konservatuarından emekli olmuş, Haliç Üniversitesi’nde ders vermekteydi. Ayrıca zaman zaman da Pera Müzesi Türk Müziği Konserleri’nde sahne almaktaydı. Para Müzesi Türk Müziği Konserleri’ni duymam bu şekildedir. Tabii gitmem de…

Elimdeki program dergilerini incelediğimde gördüm ki ilk gittiğim Pera Müzesi Türk Müziği Konseri 30 Ekim 2016, Pazar günü’ne tarihli… “Cumhuriyet Dönemi Bestekârları” konulu… Münip Utandı ve kızı Merve Utandı Kalkan solistleriydi.. Bilet alarak gitmiş, mestüzevk bir hâlde dinlemiştim… Artık tamamen karar vermiştim: Alâeddin Hoca ile görüşecektim!

Alâeddin Hoca ile görüşmek için Haliç Üniversitesi’ne telefon açtığımda beni çok yakini olduğunu söyledikleri Sinan Sipahi Bey’e yönlendirmişlerdi. Sinan Sipahi ismini ilk duyuşum da bu vesileyle olmuştu. Hemen Sinan Bey’i cep telefonundan aradım. Fevkalade kibar bir zat karşımda duruyordu. Bana Haliç Üniversitesi’nde yakın günlerden birine randevu verdi, hemen gittim.

Sinan Sipahi

O gün Alâeddin........

© Muhalif