İstanbul işgali: Halide Edip, Fevzi Çakmak ve Atatürk…
“Balkona, çarşafının siyah pelerinini omuzuna atmış, başı siyah atkılı genç bir kadın ilerledi. Halide Edip Hanım. Aydın bir kadın, bir kalem ve fikir insanı. İlk cümlesi şu oldu:
“-Gecenin en karanlık ve ebedî gibi göründüğü zaman, gün ışığının en yakın olduğu andır.
“Deniz birden dalgalandı. Birden coştu. Eğer halk denizi coşar ve dalgalanırsa, bundan daha azametli bir manzara düşünülemez. Balkonun önündeki saha ve halk kalabalığının önü, kadınlar tarafından tutulmuştu. Bunların içten ve toplu hıçkırıkları havaya yükseliyordu. Meydanın her tarafından bağıranlar, ağlayanlar, ant içenler, üstlerini başlarını yırtanlar, hulâsa İstanbul’un bağrı ve ruhu bu meydanda dile gelmiş gibiydi.
“6 Haziran 1919’da İstanbul Türkü, Sultanahmet Meydanı’nda, bir tek vücut gibiydi. Sultanahmet minarelerinde, kubbelerinde kırmızı, siyah bayraklar; hem ümit hem yasın dalgalanışı gibi havada uçuşuyorlardı. Minarelerin şerefelerinden, güzel sesli hafızlar grup grup salâ veriyorlardı. Meydan inliyordu. Daha miting başlamadan bile, hatta artık bir konuşan olmasa da, bu insanlar, neler söylenmek, neler düşünmek ve nelere karar vermek lazım geldiğini bir bir ve aynı kin ve iman içinde anlamış, sözleşmiş gibiydiler.
“Halide Edip kürsüde görününce; deniz, büyük ve kudretli deniz gene coştu:
“-Kardeşlerim, ben görünmeyen fakat yenilmez ruhlara hitap ediyorum. Kardeşler evlatlar, size dünyanın verdiği hükmü dinleyiniz: Avrupa devletlerinin saldırı siyaseti, hıyanetle ve haksız olarak Türkiye’ye çevrilmiştir. Eğer ayda ve yıldızlarda da Türk ve Müslüman olduğunu bilseler, istila ordularını oralara da gönderirler….”
Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam kitabında, İstanbul’un, ilk işgali sonrasındaki o muhteşem mitingi böyle anlatır.
Mitingden sonra halkın isteğini bildirmek için Halide Edip ile bir heyet, Yıldız Saray’ına Vahdettin ile görüşmeye gider. Ama “Zat-ı Şahane rahatsızdırlar ve sizleri kabul edemeyeceklerdir.” karşılığını aldıktan sonra bir daha böyle bir ziyarette bulunmazlar.
İtilaf devletlerinin 61 harp gemisinden oluşan donanması, 13 Kasım 1918 günü İstanbul önlerinde demirledi. 11 harp gemisi ile bir Yunan zırhlısının da katılmasıyla, İstanbul önlerinde demirleyen gemi sayısı 73 oldu. Çoğu İngiliz 3626 asker karaya çıktı. İstanbul’da resmi ve gayri resmi binalara yerleştirildiler.
Beyoğlu ve Rumeli yakası İngilizler, İstanbul yakası Fransızlar ve Anadolu yakası, İtalyanların kontrolüne bırakılmıştı. İtilaf donanmasının İstanbul önlerine demirlediğini, Haydarpaşa Garı’na geldiğinde gören Atatürk, ünlü “Geldikleri gibi giderler!” sözünü söyledi.
16 Mart 1920’de, İstanbul, ikinci kez işgal edildi ve idareye el........
© Muhalif
visit website