İYİLİKTE YARDIMLAŞMAK VE YARIŞMAK
İYİLİKTE YARDIMLAŞMAK VE YARIŞMAK
Kur’an, “iyilik ile kötülüğün bir olmadığını” ifade ederek yapılan kötülüğe iyilikle karşılık verilmesini tavsiye eder; bununla da yetinmeyerek Müslümanların iyilikte, hayır işlerinde ve takvada yardımlaşmalarını, hatta yarışmalarını da ister. Buna karşılık günahta ve düşmanlıkta yardımlaşmalarını da yasaklar. Nitekim şu ayetlerde, bu tavsiyelerin yer aldığı görülür:
“İyilikle kötülük bir olmaz. Sen, kötülüğü iyilikle savuştur”[1]; “İyilikler, kötülükleri giderir.”[2]; “Vaktiyle size kötü davrananlara olan öfkeniz, onlara karşı aşırı gitmenize sebep olmasın. Siz yalnız iyilikte, güzellikte ve takva konusunda birbirinizle yardımlaşın, fakat günah işlemede ve düşmanlıkta yardımlaşmayın. Allah’ın emirleri ve yasakları konusunda sorumlu, duyarlı, bilinçli olun. Bilin ki, emirlerine uymayanlara karşı Allah’ın azabı çok şiddetlidir.”[3] “…Hayır işlerinde yarışınız!..”[4];Onlar, hayırda birbirleriyle yarışırlar..” [5] “Rabbinizin mağfiretine ve takvâ sâhipleri için hazırlanmış olan göklerle yer genişliğindeki cennete koşun!” [6]
Bu ayetlerden ve Kur’an’ın genel muhtevasından, yardımlaşma emrinin bütün iyilikleri ve yardımlaşma yasağının ise bütün kötülükleri kapsadığı; Câhiliye asabiyetinden beslenen ve hiç bir ahlâkî ölçü tanımayan kabileci dayanışma ve yardımlaşma anlayışının reddedildiği; dolayısıyla iyilikte ve takvâda yardımlaşma emrinin genel olduğu ve belli konulara tahsis edilmediği; imkânları ölçüsünde herkesin iyilik yapması gerektiği; bir başka deyişle Allah rızasının ve hoşnutluğunun takvada; insan hoşnutluğunun ise iyilik yapmada olduğu, dolayısıyla huzur ve mutluluğun da bu iki davranış tarzından geçtiği anlaşılmaktadır. Diğer bir ifade ile Kur’an, Müslümanlardan iyilik ve takvâda birbirlerine yardım etmelerini; günah işlemek, intikam almak, düşmanlık gütmek, insan haklarını çiğnemek gibi amaçlara yönelik faaliyetlerde bulunmamalarını ve bu konularda birbirlerine asla yardım etmemelerini tavsiye etmekte; yardımlaşmaların hukuk ve ahlâk kurallarına, insanlığın İslâmiyetçe de benimsenen ortak değerlerine aykırı olmamasını istemektedir. Zira hukuk ve ahlâk ilkeleri gözetilmeden yapılan yardımlaşmanın, İslâm nazarında hiçbir değeri bulunmamakta, dolayısıyla böyle bir yardımlaşma da zulüm sayılmaktadır. [7] Nitekim,
“Allah, din uğrunda size savaş açmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselerle iyi ilişkiler kurmanızı ve onlara adaletli davranmanızı yasaklamaz. Çünkü Allah adaletli davrananları sever. Allah sadece din uğrunda size savaş açanları, sizi yurtlarınızdan çıkaran ve sizin yurtlarınızdan çıkarılmanız için destekçi olanları dost edinmenizi yasaklamıştır. Kimler onları dost edinirse, onlar zâlimlerin ta kendileridir”[8] ayetleri de bu davranış tarzını önermektedir. Bu nedenle Merhum Ali Fuat........
© Mir'at Haber
visit website