TECELLÎDE BOŞLUK/ARA YOKTUR
Bakara/255. âyeti, oluşun sürecini/işleyişini “Allah, Hû, Hûve, Hayy, Kayyum” seyri/akışı ile bize gösterdikten sonra şimdi de bu sürecin tek faili olan Allah’ın önemli bir özelliğine vurgu yapmaktadır: “Ne uyuklama tutar O’nu, ne de uyku.”[1] Âyette uyuklama olarak çevrilen “sinetun” kelimesi, uykunun başlangıcındaki ağırlıktır. Yâni insâna uyku öncesinde gelen rahatlık, gevşeme ve gaflet hâlini gösterir. “Nevm” ise bildiğimiz uykudur. Görüldüğü gibi bu iki durum da insâna özgü bir zorunluluktur ve bunlar “Alîm” ve “Habîr” olan Allah için söz konusu dahi olamaz. Öyleyse âyette geçen “Ne uyuklama tutar O’nu, ne de uyku” ifâdesinden klasik tefsirlerin yaptığı gibi Allah insân arasında uyku üzerinden bir karşılaştırma yapmak[2] veya buradan az uyumanın faydaları üzerine dini yorumlar çıkarmak konuyu belki de en alt düzeyde anlamak demektir.
Öyleyse, “bu âyeti nasıl anlamamız gerekir?” sorusunun cevabını Rahman/29. âyetinin ışığında aramalıyız. Bu âyette Allah bize kendisini tanıtırken “her an yeni bir şe’niyette/realitede/gerçeklikte” olduğunu söylemektedir. Anlaşılıyor ki; oluş/tecellî hiçbir kesintiye uğramadan devâm etmektedir yâni yaratılış bitmiş bir süreç değil, her ân sürmekte olan bir gerçekliktir. Bunun da Kur’ân’daki karşılığı “Halk-ı Cedîd” kavramıdır. Başka bir deyişle “sinetun ve lâ nevm” ifâdesi varlıktaki sürekli yaratılışın bir açıklamasıdır. Zaten bu, Allah’ın “Hayy” ve “Kayyum” oluşunun da bir sonucudur. Demek ki; Allah, kendisinin “bilinmezliğinden bilinebilirliğe” dönüşüm faaliyetini veyâ bu görünen âlemde........
© Mir'at Haber
