“DİYBAKIRLI RAMAZAN HOCA” VE DRAMATİK ÖLÜMÜ
Geçtiğimiz hafta kamuoyunun yakından tanıdığı, yıllarca Diyarbakır Ulu Cami avlusunda sorulara, gayet yalın ve bir yere bağlantısız olarak verdiği cevaplarla halkın sempatisini kazanmış olan “Ramazan Hoca” İstanbul Fatih’te öldürüldü.
Medyadan öğrendiğimiz kadarıyla son yedi aydır İstanbul’da yaşamaya başlayan “Ramazan hoca”, açtığı çay ocağını işleterek rızkını kazanıyor ve sorulan sorulara da sansürsüzce ve amatör ruhla cevaplar vermeye de devam ediyorken bu, birilerini rahatsız etmiş olmalı.
Çünkü Türkiye’de bazı din baronları, kendi din anlayışlarına uymayan açıklamalara tahammül edemezler. Dinin ve Ehli Sünnetin gerçek sahiplerinin kendileri olduğunu iddia ederek, kendi dışındakilerini; “Vahhabi, Selefi, Mealci, modernist, İbni Teymiyyeci, Tasavvuf düşmanı, Mezhepsiz…” gibi isimlendirmelerle yaftalayarak İslam toplumunun dışına iterler, linç kampanyası başlatırlar. Bu damgayı vurdukları hocaların kesinlikle dinlenmemesi ve onlardan uzak durulması gerektiğini, onların “Sapık, İtikadı bozuk” kişiler olduğunu ağızlarını doldura doldura anlatırlar.
Peki, “Diyarbakırlı Ramazan Hoca” ne demiş de bu baronların hedefi olmuştu? PKK, Atatürk, komünist, ateist, deist ve kemalistlerle ilgili dediklerini bir tarafa bırakıp tarikatçı ve diğer Müslümanların bazı algıları ile ilgili söylediklerinden birkaç tanesini alıp tahlilini yapmak istiyorum:
-Bugün bazı tarikatlar bidat ve hurafe yatağıdır. Şeyhlerden ve ölülerinden medet umarlar. Allah ile aralarına aracı olarak sokarlar. Veliler medede/yardıma çağrılmaz. Allah’tan meded istenir.
-Ölülere Kur’an okunmaz. Kur’an dirileri uyarmak için indirilmiştir. Biz Kur’an’ı özne olmaktan çıkardık, nesneleştirdik.
-Biz insanları kendimize çağırmıyoruz. Allah’a ve Rasûlü’ne çağırıyoruz. Kur’an’ın yorumu güncellenir.
-Ehveni şer benim için bitmiştir, oy vermeyi tavsiye etmiyorum. “Oy kullanmamak vebaldir” demeyi de “oy kullanmak küfürdür” demeyi de doğru bulmuyorum.
Efendiler! Erbabınca bilinir ve ifade edilir ki, Kur’an’ın herkes tarafından net anlaşılan muhkem ayetlerinin yanında, Yüce Allah’ın, kullarına bir lütuf ve zenginlik olarak gönderdiği farklı anlayışlara müsait olan müteşabih ayetleri de vardır ve sayısı da çoktur. İşte hakkında muhkem ayet ve........© Mir'at Haber
visit website