SEVGİ YOKSA İMAN DA YOK!
“…Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız.(Müslim, Îmân 93-94.)”
Sevgi yoksa iman zaafa düşer ve yerini gayri ahlaki değerler ile doldurmaya çalışır beşer.
Bu yüzden zalimler insandan sevgiyi ve muhabbeti saklar, kini ve nefreti servis eder.
Hafazanallah!
Oysaki Allah bizi “Alak” tan yarattı . İnsan ‘’Alak’’ gerçeğince; sevgiden, ilgiden yaratılandı. Eşref-i mahlûkat olarak demini aldı. İnsan-ı kâmil olarak tatlandı. Ahsen-i takvime yol alırken ruhu cihatla mayalındı ve ihlasa ulaştı.
28 Şubat ‘Post modern Darbe’nin üzerinden 27 yıl geçti. Tek istekleri eğitimlerine devam etmek olan başörtülü kadınların okullara sokulmadığı, insanların ötekileştirilip adeta kamusal alandan silindiği, var olan toplumsal düzeni korku ve tehlike mantığına endeksleyen kararların kâğıda döküldüğü tarihti 28 Şubat 1997.
28 Şubat’ın sadece şubat ayında tek güne hapsedilmesine karşı olmak zorundayız.
Neden mi?
Çünkü o gün; öncesi ve sonrası ile birlikte bu ülkenin kaderinde ve hikâyesinde bir utanç dönemi olarak yerini alan insafsız bir saldırıydı.
Yüzbinlerce insanın hayatını öylesine etkilemişti ki!
Milyonlarca kişinin maruz kaldığı bu fitnede, karanlık ve nurun amansız mücadelesini, kutsallarımızı ve milli değerlerimizi hiçe sayan karanlığın askerlerini, memleketin tehdit altına giren hazin hikâyelerini ve halen süre gelen tehdidin pusuda bekleyişini yeni nesillere ve sonrakilere “28 Şubat ”sız anlatamayacak olduğumuzu farkındayız. Çünkü ekini ve nesli kaybediyoruz.
Sorumluyuz hepimiz!
Neden mi?
Abdullah b. Ömer’in (ra) işittiğine göre, Resûlullah (sas) şöyle buyurmuştur ki:
“Hepiniz sorumlusunuz ve hepiniz yönettiklerinizden mesulsünüz. Devlet başkanı bir sorumludur ve yönettiklerinden mesuldür. Evin beyi bir sorumludur ve yönettiklerinden mesuldür. Evin hanımı da bir sorumludur ve yönettiklerinden mesuldür. Hizmetçi de efendisinin malı üzerinde bir sorumludur ve yönettiklerinden mesuldür.”(B2409 Buhârî, İstikrâz, 20)
Hitap açık ve net.
Ey yönetici!
Ey evin erkeği!
Ey evin hanımı!
Ey evin hizmetkârı!
Sorumluyuz!
‘’Hiçbir fitne kalmayıncaya ve din, tamamıyla Allah’a münhasır oluncaya dek savaşın onlarla’’(enfal/39) diyen ayete göre de sorumluyuz. Bizden sonraki nesillere nasıl bir badireden geçtiğimizi ve bu zihniyetin masallarda kalmadığını, aksine iktidarı kaybetmiş olmanın hırsını üzerine ekleyerek, ilk fırsatta bin beterini gözünü kırpmadan yaşatacağını anlatmaktan sorumluyuz.
Ve bu cihattan muaf olma lüksümüz de yok.
Enfal suresi 26. ayeti celile de Rabbimiz bizi ne güzel anlatıyor:
‘’Hatırlayın o zamanı ki azlıktınız, yeryüzünde hor, âciz tanınanlardandınız, insanların size saldırıp yok etmesinden korkuyordunuz. Derken sizi, şükredesiniz diye yer yurt sahibi etti, yardımıyla kuvvetlendirdi ve tertemiz şeylerle rızıklandırdı.’’
Şimdi bu rızıkların ve refah günlerin hakkı verilmeli.
Çocuklarımıza; kutsallarına sahip çıkarak, ilim, irfan, kültür, medeniyet seviyesinde insan olmanın hakkını koruma sevdirilmeli. Çocuğa bir ödül verilecekse bununla vermeli. Okumayı sevdirmeliyiz çocuklarımıza. Aşklarını meşru sahalarda harlayarak, kendileri, aileleri ve bütün toplum için önemli ve saygın bir iş yaptıklarını, bir tek kişinin tüm dünyayı etkileyebilecek potansiyele sahip olduğunu ve bu noktada öğrenci olmanın........
© Mir'at Haber
visit website