menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bangladeş’te ISKCON: Bir Dini Organizasyon mu Yoksa Siyasi Bir Araç mı?

15 0
10.11.2024

New York’ta 13 temmuz, 1966 yılında kurulan Uluslararası Krishna Bilinci Derneği (ISKCON), başlangıçta Hinduizm’in çoktanrılı yapısından ayrılan, tek bir tanrı olan Krishna’ya yönelik ibadeti teşvik eden ruhani bir organizasyon olarak ortaya çıktı. Halk arasında “Hare Krishna” hareketi olarak bilinen ISKCON’un öğretileri, Krishna’ya adanmışlığı vurgulamakta ve bu yönüyle Hinduizm’in genel geleneklerinden farklılaşmaktadır. Zamanla ISKCON hızla genişleyerek dünya genelinde 150’den fazla ülkede şubeler kurmuş ve geniş bir takipçi kitlesi kazanmıştır. Ancak, bu büyüme süreci, birçok ülkede kriminal faaliyetler ve siyasi müdahalelerle suçlanması nedeniyle örgütün faaliyetlerinin sorgulanmasına yol açmış ve Singapur gibi bazı ülkelerde yasaklanmasına veya kısıtlanmasına neden olmuştur.

Bangladeş’teki ISKCON’un son dönemdeki eylemleri ise önemli bir tartışma başlatmış ve örgütün niyetleri ve ittifakları hakkında şüpheler uyandırmıştır. Tarihsel olarak, Bangladeş’in çeşitli dini yapısı içinde nispeten huzurlu bir varlık sürdüren ISKCON, son dönemlerde düzenlediği kamusal gösteriler ve mobilizasyonlar nedeniyle dini ve siyasi gözlemcilerden eleştiri almıştır. Bazı çevreler, ISKCON’un Hindistan’ın Rashtriya Swayamsevak Sangh (RSS) örgütü ve Awami Birliği ile çıkarlarını uyumlu hale getirdiğini ve böylece Bangladeş’in iç siyasetini etkileyebileceğini öne sürmektedir. Bu şüpheleri artıran bir diğer nokta ise, ISKCON’un azınlık haklarını savunma iddiasıyla düzenlediği protestolarda siyasi amaçlı aktörlerin bu toplantıları farklı gündemlerle kullanmasına izin verdiği iddiasıdır. Örneğin, Chittagong’da ISKCON öncülüğünde düzenlenen protestolara Awami Birliği ile ilişkili kişilerin katıldığı ve bu gösterilerde şiddet olaylarının yaşandığı bildirilmiştir; bu durum, örgütün dini amaçlar yerine yabancı siyasi çıkarları mı desteklediği sorularını gündeme getirmiştir.

Bu eylemler yalnızca ISKCON’un Bangladeş’teki itibarını zedelemekle kalmamış, aynı zamanda topluluk liderlerinin ve siyasi analistlerin örgütün iddialarının meşruiyetini sorgulamalarına neden olmuştur. Bazı kesimler, ISKCON’un seçici aktivizmi, Bangladeş’teki Hindu toplulukları etkileyen geçmiş olaylarda sessiz kalması ve mevcut siyasi yüklü söylemlerle uyumlu hareket etmesi nedeniyle bu örgütün dış güçlerin etkisinde olduğunu öne sürmektedir. Bu artan algı, ISKCON’un tamamen dini bir organizasyon olarak imajını zedelerken, çeşitli çevrelerden Bangladeş’in sosyal huzurunu ve egemenliğini bozmayacak şekilde faaliyetlerini sürdürebilmesi için hükümet tarafından daha sıkı bir denetim yapılması çağrılarına yol açmıştır. ISKCON’un temelde ruhani öğretilerle temellendirilen misyonuna rağmen, Bangladeş’teki son eylemleri, örgütün rolü ve ittifakları hakkında daha geniş sorular ortaya çıkarmış ve ülkedeki yabancı dini unsurların siyasi etkisi üzerine ulusal bir tartışmayı tetiklemiştir.

Bangladeş’te ISKCON’un Tartışmalı Rolü

Bangladeş’te ISKCON, oldukça özgün bir bağlamda faaliyet göstermektedir. Ülkede resmi bir kaydı bulunmamasına rağmen, örgüt yakın zamanda Chittagong’da azınlık meselelerini ele alan bir “8 maddelik gündem” sunarak protestolar düzenlemiştir. Ancak birçok analiste göre, bu protestoların azınlık topluluklarının haklarından ziyade Hindistan’ın Rashtriya Swayamsevak Sangh (RSS) gündemini ve Bangladeş’in iktidardaki Awami Birliği’nin siyasi hedeflerini desteklemeyi amaçladığı düşünülmektedir. Daily Amar Desh gazetesi editörü Dr. Mahmudur Rahman, ISKCON’un bu protestolardaki katılımının esasen siyasi olduğunu ve örgütün Hindistan’ın çıkarlarına hizmet etmek amacıyla bir araç olarak kullanıldığını öne sürmektedir.

Bangladeş Hindu topluluğu başkanı Avukat Govindra Chandra Pramanik de benzer bir görüşü paylaşmaktadır. Pramanik, ISKCON’un aktivizminin seçici doğasına dikkat çekerek, örgütün Bangladeş’te Hindu bireylerin veya toplulukların gerçek tehditlerle karşı karşıya kaldığı durumlarda gözle görülür bir şekilde sessiz kaldığını vurgulamaktadır. Pramanik, “Awami Birliği’nin öğrenci kanadı Biswajit’i açıkça öldürdüğünde ya da Awami rejimi döneminde Hindu tapınakları şiddetli saldırılara uğradığında ISKCON neredeydi?” diye soruyor. Eleştirileri ayrıca, Hindistan-Bangladeş sınırında Hindu Bangladeşlilerin Hindistan yetkilileri tarafından uğradığı iddia edilen kötü muameleye ISKCON’un tepki vermemesine de uzanmaktadır. Pramanik, bu tutarsızlıkların, ISKCON’un son faaliyetlerinin gerçekten Hindu haklarını savunmaktan........

© Mir'at Haber


Get it on Google Play