Özel Hayatımızı Koruyup İslâmileştirmeliyiz II
Özel hayatımızın gizliliklerini korumamız gerektiğini, bunun için de yapmamız gereken üç görevimizden ilkinin ‘Özel hayatımızın gizliliklerine ulaşılmasını engelleyici önlemler almak’ olduğunu bir önceki yazımızda açıklamıştık.
İkinci görevimiz, özel hayatımızı İslâmileştirmektir.
Özel Hayatımızı İslâmileştirmek
Özel hayatımızı İslâmileştirirsek hayatımızın bilinmesi, sakıncalı olmaktan çıkar. Bizim ana görevimiz Rabbimize ibadetli kul olmaktır, İbadet ise Rabbimizin emirleri ve yasaklarına uyuştur.
Bizim için örneğin namaz kılmak, oruç tutmak, vücudumuzun örtülmesi gereken yerlerini örtmek ve adaletli olmak ibadettir. Zinadan, faizden, kamu mallarını lehimize akıtmaktan ve ihale yolsuzluklarından kaçınmak da ibadettir. Hayatımız İslâmi ölçülere göre yaşarsak gizliliklerimize erişmek isteyecekler, istismar edebilecekleri kusur bulamazlar. Bilakis güzelliklerimize tanık olurlar.
Yakından tanıdığım erdemli maneviyat adamı bir hoca Efendiye, ” Hocam, çevrende dolaşan filanca, aleyhinize çalışan bir istihbaratçıdır, “ denilince şöyle demiştir:
- Bundan rahatsızlık duymuyorum. Bizi yakından izleyenler, bilinmeyen özelliklerimizi daha iyi görmüş olurlar. Onlar ancak güzelliklerimizi rapor edebilirler.
Özel Hayat Denince İlk Akla gelen Cinsel Hayattır
Özel hayatın gizliliklerine ulaşmak isteyen insanlar, daima cinsel hayatımızdaki karanlıkları tespit etmeye çalışırlar. Zina, homoseksüellik, lezbiyenlik, pornografi izleme gibi işlemler, genel de özel hayat içinde yapılır. Bunlar Müslümanların hayatında yer almaması gereken haramlardır ve genelde gizli olarak yapılır.
Haram Cinsellik de Helâl Cinsellik de Açığa Vurulamaz
Müslüman zina ve eşcinsellik gibi haram cinsel hayatını da, evlilik içi helâl cinsel hayatını da asla açığa vuramaz.
Bu arada değinmiş olalım, hiçbir Müslüman yazar müstehcen hikâye ve roman, yazamaz, hiçbir sinemacı müstehcen film yapamaz. Yapmamalıdır. Peygamberimiz bir hadislerinde şöyle........
© Mir'at Haber
visit website