YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR!
YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR!
Bu memlekette herkesin bildiği sırlar (!?) vardır ve biri gelip bu sırrı açıklayana kadar kimse o konunun üzerine gitmez, gidemez. MİT bilmez mi bunu, EGM istihbarat bilmez mi? Bilir de kimse olayın üzerine gitmez, gitmek istemez. Giderse başına bir işler gelmesinden korkar. Hem o kadar yaygındır ki, hangi biri ile baş edeceksin. Üstelik bu işin sağı solu, milliyetçi’si liberal’i, Alevi’si Sünni’si, Kürd’ü Türk’ü yok, her kesimde benzer durumlar var. “Bankamatik memurlar”dan söz ediyorum. Sadece merkezi teşkilattan söz etmiyorum, yerel yönetimlerde de durum benzer. Kimi maaşını devletten alıyor, ama partide, vakıf’da, dernek’te koşturuyor, kimi hiçbir iş yapmadan maaş alıyor. Kiminin elinde kamu malı telefonu, altında arabası var lojmanda oturuyor, partisinin hizmetinde. Kimi daireye gidiyor, hiçbir iş vermiyorlar. O da orada birilerinin işini takip ediyor.
Bir de merkez valileri, merkeze alınan büyükelçiler var. Bu kişiler “Şura-yı Devlet” ya da “Encümen-i Daniş” gibi bir yapı oluşturulup, bilgilerinden, tecrübelerinden devlet yararlansa olmaz mı? Nadir beyinler yok mu bunlar arasında. Nadir beyinler, nadir toprak elementlerinden daha değerlidir. Bunlar kendi aralarında bir takım projeler üretebilirler. Ülke yararına çalışmalar yapabilirler, ya da yurt içinde ve yurt dışında faaliyet gösteren kamu kuruluşlarının, kamu yararına çalışan dernek, vakıf gibi kuruluşlar ihtiyaç duyduklarında bu yapı içinden geçici olarak hizmet talebinde bulunabilirler. “Politika kurulları”nda, “bilim kurulları”nda kariyer ve tecrübelerine uygun işlerde hizmet sunabilirler. İK’larını bu kadar kötü yöneten kaç devlet var acaba.
Aslında sadece vali ve büyük elçiler değil, Türkiye’nin ilk 10.000’i ulusal, Bir o kadar yerel olarak il ve ilçe düzeyinde, Ülkenin insan kaynakları olarak sertifikalandırılıp, yerel, bölgesel ve ulusal olarak uzmanlık alanlarında fahri denetçi olarak görev yapıp, yerel, bölgesel, ulusal sorunların çözümü konusunda projeler hazırlayabilir, halka rehberlik edebilirler. Tabi bu çalışma grubları için dev kütüphaneler değil, çalışma alanları için veri bankaları, ihtisas kütüphaneleri gerekir. Ne yazık ki, bu anlamda ne ciddi bir beyin envanterine sahibiz ne de ciddi bir referans kütüphanesine.. Savunma sanayi dediğinizde hemen ülke genelinde İnsan kıymetleri ve temel bilgiler ve her türlü referanslar elinizin altında olmalı. İngiltere’de Jane’s Defence bunu yapıyor mesela. Hayır, “Jane’s Defence” (Jane’s Defence Weekly), İngiliz kökenli bir savunma ajansı değil; savunma ve güvenlik alanında uzmanlaşmış bir istihbarat ve yayın kuruluşudur. Beyaz eşya ya da otomobil pazarlama kampanyası gibi savunma sanayi pazarlaması da olmaz bu arada. Yunanistan füze fırlatan helikoper alınca buradan nasıl tepki geliyorsa, bizim bu konudaki girişimlerimiz de bazı çevrelerde benzer şekilde tepki alıyor. Savunma sanayi üzerinden kampanyalar ve karşı tepkiler, o ülkenin turizm........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein