Sağduyu…
Sağduyu, Türk Dil Kurumu’na göre; doğru, akla uygun yargılar verme yeteneği, aklıselim, hissiselim anlamlarına gelmektedir. Aynı zamanda doğru ile yanlışı birbirinden ayırma ve doğru yargılama gücü gibi anlamlara da gelmektedir.
Sağduyu, kişinin hayat tecrübesi ile elde ettiği ve nesnel bir zeminde bu tecrübeyi bilgiye dönüştürerek onunla hareket etmeyi başardığı zemindir. Sağduyu nesnelliği olmazsa olmaz olarak kabul eder. Çünkü duygularını karıştırdığı andan itibaren sağduyu kaybolur. Bu yüzden duygularını olgunun anlaşılmasına karıştırmadan hareket etmeyi itiyat etmektir sağduyu…
Sağduyu, bir başka boyutu ile dengeyi içerir. Denge, hayat karşısında duygularına ve arzularına tutsak olmadan yol alabilmektir. Bu denge aynı zamanda kişinin sağduyulu olabilmesine imkân tanır.
Ama en temelde sağduyu, kendi tutkularına yenik düşmediği gibi o tutkuları besleyecek olan her ne var ise; kan bağı, ırk, cins, dil, renk, aile, statü ve benzeri bütün geçici üstünlükleri yok saymak ve gerçek anlamda ahlaki bir üstünlüğü öne çıkartan bir anlam ve değer alanına sahip olmaktır. İnsanın anlam arayışı onun sağduyulu olmasını zorunlu kılar. Çünkü anlamı da kendi arzu ve isteklerinin bir karşılığı olarak düşündüğünde o anlam olmaktan başka bir şeye dönüşecektir. Sağduyu bu başkalaşımı açığa çıkartır. O zaman sağduyu, anlam ve değer üzerinden ahlak ile birebir ilişkili bir durumu içermektedir.
Ahlakın temeli ise sağduyulu olmaktan geçer… Bir şeyin senin yararına olduğu için onu istemen ile her insanın yararına olması gerektiği zemini karıştırmadan düşündüğünde anlam açığa çıkar. Anlamın açığa çıktığı zemin ise ahlaki zemini kurar. Ahlaki zemin anlam olmadan oluşmaz. Ama anlam öyle her insanın bu benim anlamım dediğinde olabileceği bir şey değildir. Post Modern yaklaşıma göre her insan kendi anlam dünyasını inşa eder. Bu büyük bir yalan ve büyük bir yanılgıdır. Ahlak, aklın ötesinde ama akıl ile de anlaşılabilecek bir düzeyi işaret eder. Akıl, ahlaki olan tam olarak kavrayabilmesi için ona bazı ön şartlar gerekir. Akıl kendi başına neyin doğru ve neyin yanlış olduğunu tam olarak kestiremez, sağduyulu bir şekilde kestiremez anlamındadır…
Modern dönemde aklı putlaştıran bir yaklaşım vardır. Bu yaklaşımın tutarlı olmadığı her adımda belliydi. Ama Gazze meselesi, modern aklın ahlaki yapısının........
© Mir'at Haber
visit website