Uhud Savaşı, istişare, sadâkat ve kararlılık-IV
Uhud Savaşı öncesi ve sonrası yaşananlar, Müslümanların kıyamete kadar dikkat etmesi gereken ibretâmiz hadiselerin bir kısmını içermesi cihetiyle hayati önem taşımaktadır.
Bu savaştaki “istişare, sadakat ve kararlılık” örnekleri, günümüz Müslüman’ının Siyonist-Haçlı ittifakı vesâir kâfirlerle yapacağı mücadelede yol gösterici olacaktır. Şöyle ki:
İSTİŞARE
Peygamber Efendimiz (S.A.V.), müşriklere nasıl karşılık verileceği hususunda sahabelerle istişare etmiş; gördüğü rüya üzerine Medine’de kalıp, kadın ve çocukları güvenli yerlere yerleştirerek savunma savaşı yapılmasını tercih ettiğini açıklamıştı. Ancak, özellikle Bedir Savaşı’na katılamayan heyecanlı gençler ile Hz. Hamza, Sa’d b. Ubâde, Numan b. Mâlik gibi sahabeler savunma savaşı değil, Medine’nin dışında düşmanla savaşılması konusunda ısrar etmişti.
Peygamber Efendimiz (S.A.V.), gördüğü rüya ve endişelerine rağmen çoğunluğun görüşüne uyarak savaş kararı aldı. Peygamberimiz (S.A.V.)’in bu tavrı Kur’an-ı Kerim’deki “Onlar, Rablerinin davetini kabul ederler ve namazı dosdoğru kılarlar. Onların işleri de kendi aralarında bir istişare iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan onlar Allah yolunda harcarlar” (Şûrâ Sûresi, 38) ayeti ve Uhud Savaşı’ndan bahseden Al-i İmran Sûresi’nin 120-174 ayetlerin gereğiydi. Hz. Muhammed (S.A.V.), hem bir peygamber olarak hem de devlet başkanı ve İslâm ordularının başı olarak istişareye önem vermiştir. Bu tavır, sonraki Müslümanlara örnek olmuştur, olmalıdır.
SADAKAT
Peygamber........
© Milli Gazete
visit website