UHUD Savaşı, istişare, sadâkat ve kararlılık - III
Uhud Savaşı’ndan sonra müşrik ordularının başı Ebû Süfyân savaş alanından ayrılmadan Hz. Muhammed (S.A.V.), Hz. Ebubekir (R.A.) ve Hz. Ömer'in (R.A.) sağ olup olmadığını merak etmiş, tek tek isimlerini sayarak seslenmiş; Peygamber Efendimizin (S.A.V.) emriyle kimse cevap vermeyince, “Eğer sağ olsalardı cevap verirlerdi, üçü de ölmüş” deyince Hz. Ömer (R.A.) ani bir refleksle, “Yalan söyledin Allah’ın düşmanı. Saydıklarının hepsi sağdır ve buradadır” demişti. Ebû Süfyan’ın, “Savaş sırayladır, bugün Bedir Savaşı’na bedeldir” sözü üzerine Hz. Ömer, “Evet ama eşit değiliz. Bizim ölülerimiz cennette, sizinkiler cehennemdedir” diye karşılık verdi. Ebû Süfyân’ın, “Gelecek yıl sizinle Bedir’de bulaşalım ve savaşalım” meydan okumasına Peygamber Efendimizin (S.A.V.) emriyle Hz. Ömer, “Olur! İnşallah orası bizimle sizin çarpışma yerimiz olsun” diye karşılık vermişti.
Peygamber Efendimiz (S.A.V.), Uhud Savaşı’nın hemen ertesi günü Hamrâülesed Gazvesi’ne çıkarak, hem müşrikleri takip ederek onlardan korkmadığını, Uhud’un sadece bir yol kazası olduğunu göstermiş; hem de Müslümanların demoralize olduğu bir hengâmda stratejik bir hamle yaparak morallerini düzeltmiş, motivasyonlarını arttırmıştır.
Peygamber Efendimizin (S.A.V.) başka bir hamlesi de devlet başkanı olarak Mekkeli istihbaratçı Muaviye bin Muğire ile Cumahoğulları’ndan şair Ebû Azze’yi infaz ettirmesiydi.
Peygamber Efendimizin (S.A.V.) stratejik hamlesi Hamrâülesed Gazvesi’nin isabetli oluşu........
© Milli Gazete
visit website