Hızır Bey ve Kâside-i Nûniye (Manzum Akâid)-I
İstanbul’un ilk kadısı/ilk belediye başkanı Hızır Bey’in “el-Kasîdetü’n-nûniyye” adlı eseri, 105 beyitte İslâm/ehl-i sünnet akidesini özetlemektedir.
Rahmetli Ali Nar Hoca tarafından hazırlanan “Akâid Risâleleri” adlı eserin içinde müstakil bir risâle olarak “Kâside-i Nûniye (Manzûm Akâid)” adıyla Arapçadan tercüme edilip neşredilen, bizim de Hocamızın vefatından sonra neşrettiğimiz bu kıymetli eser, daha önce İsmail Müfid Efendi, İmamzâde Mehmed Esad Efendi, Hayâlî Ahmed Efendi, Manastırlı İsmâil Hakkı Efendi gibi zevât tarafından da tercüme ve şerh edilmiştir.
105 beyitten oluşan manzum eser, İslâm akidesine şeklinde özetlemektedir. Hızır Bey, kasidenin başında “Bu kasideyi, geleceği kesin olan o güne bir hazırlık olarak, adalet ve ihsân sahibine takdim ediyorum” demektedir. Biz de eserin önemli yerlerini Ali Nar Hocamızın mükemmel tercümesiyle adalet ve ihsân sahiplerine arz ediyoruz:
-Hak Teâlâ “Vacibü’l vücud” (varlığı zorunlu)’dur. Aksi halde bireyler birbirini sonsuza kadar izler. Bu ise, batıl olan teselsül demektir. O da vacibin, mümküne dönmesi gibi bir çelişkiye varır...
-Zaten olaylar ve varlıklar da, kadim (başlangıçsız ve ezeli) bir sâni’ ve kurucunun varlığına apaçık şahitlik eder.
-Varlıkların yaratılışında bir çelişme veya çekişme olmaması Allah’ın birliğini ispat eder. Çünkü birden fazla ilâh bulunup da, birbiriyle anlaşması aklen ve âdeten muhâl olduğundan, mahlûkatta görülen nizam bu sonucu verir.
-Allah’ın başka şeylere muhtaç olmaması ise, onun mürekkep olmasını da nefyeder (kaldırır). Çünkü parçalardan birleşen şey, o parçalardan her birine muhtaç demektir. Yani (Allah, mürekkep denilseydi silsile hâlinde her şeye muhtaç........
© Milli Gazete
visit website