Ali Nar Hoca’nın Ehl-i Sünnet anlayışı
Merhum Ali Nar Hoca’nın düşünce yapısı incelendiğinde İslâm’a ve Peygamber Efendimiz (S.A.V.), ashâb-ı kiram efendilerimiz ile sonradan gelen sâlihlerin bize ulaştırdığı Ehl-i Sünnet Akâidi’ne yapılan saldırılar karşısında dik durduğu; dinde reform ve dinlerarası diyalog gibi İslâm’ın içini boşaltmaya yönelik cereyanlarla kıyasıya mücadele ettiği görülecektir. Osmanlı’nın son Şeyhülislâmı Mustafa Sabri Efendi, Muhammed Zahid el-Kevseri, Ahmed Davudoğlu ve Ömer Nasuhi Bilmen gibi son devrin önemli Ehl-i Sünnet âlimlerinin yolunda yürümüş, mücadele etmiştir.
Ali Nar Hoca, İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’nde Ahmed Davudoğlu, Ömer Nasuhi Bilmen ve Mahir İz gibi hocalardan istifade etti. Üstad Necip Fazıl Kısakürek’le tanıştı. Ehl-i Sünnet akidesinin yerleşmesinde Ahmed Davudoğlu ve Ömer Nasuhi Bilmen’in büyük etkisi oldu. Erzurum İlahiyat Fakültesi’nde Kelâm asistanlığını kazandı. Siyasi nedenlerle (Millî Görüş müdâfii olması sebebiyle) tayin edilmedi.
1975’te başlayan İslâm ülkeleri ziyareti, Arapçaya vukufiyetini daha da artırdı. Bu ziyaretlerde İslâm dünyasından önemli âlimlerle tanıştı, dostluklar kurdu. Gerek geçmiş ulemadan gerekse tanıştığı dostluk kurduğu maruf İslâm âlimlerinden yaptığı tercümelerle Ehl-i Sünnet anlayışının yayılmasına katkı sağladı.
Cemaleddin Efgani, Muhammed Abduh ve Reşid Rıza tarafından başlatılan mezhepsizlik ve İslâm’da reform hezeyanları ve bunların Türkiye’de Hayrettin Karaman’la mücessem hale gelen fikirleriyle mücadele etti. Mezhepsizlik üstüne eleştirel eserlerle birlikte, akideye dair kitaplar ve Peygamber Efendimizin (S.A.V.) hayatını anlatan siretler........
© Milli Gazete
visit website