Kalkışmanın ABD ve siyasi ayağı
Bismillâhirrahmânirrahîm!
DÜN, 15 Temmuz darbe kalkışmasının 8. yıl dönümüydü. Yine, olayı hamaset söylemleriyle geçiştirdik. Yüreklerimizi soğuttuk. Deşarj olduk. Fakat küresel düşmanlarımız ve yerli işbirlikçileri hakkında ciddi bir bilinç oluşturamadık. 15 Temmuz “1 gün”den ibaret değildi. 1966’da başlatılan sürecin sonucuydu. Bu 50 yıllık süreçte kimler rol almış, FETÖ’cülere kimler kapı aralamıştı?
Türkiye’de “ABD’siz darbe olmaz” diye genel bir kanaat vardır. Bu tür olaylarda ABD, Türkiye’deki işbirlikçilerini kullanıyor. Bu yüzden, 15 Temmuz’un siyasi ayağını bilmezseniz karanlıkta kör dövüşü yaparsınız! Olayın perde arkasını anlayamazsınız! Hatta 15 Temmuz’un gerçek yüzü konuşulmuyor; unutturuluyor. Unutulan darbe tekrarlanır. Dün, ABD’nin şirin gösterdiği ılımlı İslâm projesi konuşuluyordu; bugün dindar gençlerin “deizm”e bulaşması!
15 Temmuz’dan önceki 50 yılda; FETÖ, siyasiler tarafından hep el üstünde tutuldu. FETÖ’cülere yüz vermeyen tek etkili siyasi Erbakan Hoca oldu. TBMM Darbe Raporu’nda da bu durum vurgulanır. Şu gazete manşeti konumuzu aydınlatmaktadır: “Azmettirici ABD, Tetikçi FETÖ, Destekçi NATO.” (Güneş, 22.07.2024) Türkiye’nin bekâsı olarak ne kadar büyük bir tehlike atlattığımızın yeterince farkında mıyız?
Darbeciler Türkiye’nin kılcal damarlarına kadar sızmışlardı. Düşünebiliyor musunuz? Cumhurbaşkanı’nın Başyaveri Ali Yazıcı ve diğer 4 yaveri darbeci çıktı. GKB’nin Özel Kalem Müdürü ve emir subayı da darbecilerdendi. TSK, Emniyet, eğitim kurumları en geniş anlamda........
© Milli Gazete
visit website