‘’Pişman Mısın’’ Sorusu Değişti ‘’Aldandım’’ Diyen Kazanmaktadır
Millî Gazete’mizin 13 Ocak 2024 Cumartesi tarihli nüshası, masamın üzerinde duruyor.
7’nci ve 8’inci sütunların tam ortasında bu haftanın yazısını oradan başlatacağımız bir haber var.
“ İsrail’e aldanma, milleti aldatma” demiştik...
“Aldandım” dedi.
Aldanma fiilini sahiplenen Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın, iddiasının faili Herzog ile tokalaşma resmi altına koymuş gazetecimiz bekir Sıtkı Şirin, haberinin can yakıcı o cümlesini:
“Herzog’u samimi sanıyordum ama son zamanlarda Netanyahu’ya özendi.”
Arama motorlarına Sayın Erdoğan ve “Aldatılmak/Aldanmak” yazıldığında, sosyal medya ekranlarına düşen tarihi kayıtların, insanımızın düşünce dünyasında oluşturduğu bir soruya, istediği ve hakkı olan cevabı alamamasının üzüntüsüne dikkat çekeceğiz önce.
“Aldatılıyoruz, aldatıldık; ben dahi aldatıldım.” 27 Şubat 2014
“Rabbim de milletim de bizi affetsin.” 3 Ağustos 2016
“Barzani’nin böyle bir yanlışa düşeceğine ihtimal vermiyorduk. Demek yanılmışız.” 26 Eylül 2017
“Ne yazık ki orada Obama bizi aldattı.” 24 Ocak 2018
Bir şeyi başka sanmak, görünüşü yanlış değerlendirmek, niteliğini anlamayarak kanmak, manaları sözlüklere yazılan “Aldanmak” fiilini henüz başlayan 2024 yılının Ocak’ında, beyanat arşivine yazdıran Sayın Erdoğan’ın mazeret olarak vurguladığı “Samimiyet”, muhatap sayılan şahısta var mı idi, yoksa Sayın Erdoğan özellikle sandırıldı mı? Soru bu.
Herzog’u takibini zaman mefhumunun günümüze yakın son parçasına kadar sürdürdüğünü de söyleyen Sayın Erdoğan, aldatana da bir psikolojik kılıf uzatıyor: “Netanyahu’ya özenmek.”
Sandıranlar gerçekte var iseler, muhatap şahıstaki değişimi (özenmeyi) ilk ne zaman fark etmişlerdir? Bu soru da önemlidir.
20 Eylül 2023’te New York’ta, Netanyahu ile görüşen ve kravat benzerliğini önemseyip “Pişti olmak”tan bahseden Sayın Erdoğan, giyimini kontrol ettiği muhatabında “Herzog’u kendine benzetmek sevinci” de görse idi, yahut o sevinci fark etmekle görevliler, sonuçlarına karşı uyarsalardı, herhalde bugün Gazze tarihi, gemisiz diyemesek de farklı yazılırdı.
Geçen asırda yaşadığımız ve kahramanı Demirel olan bir “İsrail’le ilişki” olayını, bir kez daha hatırlarsak, “Aldanma” günlerini nasıl yaşadığımızı anlamak kolaylaşır.
Kenan Evren’in “Maslahatgüzar” seviyesine düşürdüğü ilişkiyi, büyükelçilik makamlı yapan T. Özal’ın politik takipçisi Demirel, görüşme yapıp geldiği İsrail’e,........
© Milli Gazete
visit website