Derdin Ne?
Müslümanların artık dünyaya söyleyecek bir şeyleri kalmadı. Müslümanların da Müslümanlardan ümidi kalmadı. Dünyanın bütün köşelerinde insanlarda artık insanlık çığırtkanlığı yapamayacaklar. Bütün ilkelliği ile tarihin en utanç verici sayfaları dolduruluyor. Azgın kapitalist düzenin mazlumdan yana olmayan gerçekleri ve insan hakları safsataları hepsi bitti. Ve “hümanizm” öldü. Zaten çarpık doğmuştu. Bütün her şey bitti. Bir fotoğraf karesi düşüyor önüme, insanlığımdan utanıyorum. Esir alınan Gazzeliler soyundurulup bir meydana toplanmışlar. Utancımdan başımı kaldıramıyorum. Haberleri normalde takip etmiyorum, haftalık gazete okumalarımı da neredeyse bir güne indirdim. Cümlelerin bir anlamı yok, hiçbir dilde insanlığın vicdanı kendini gösteremiyor. Bir avuç azgın azınlığın küstahlığını üzerimize boca ettiği bir ortamda kendimi pozitif bir yerde tutamıyorum. Artık insandan yana bir ümidim yok. Allah yardım edecek ama biz kaybettik. Bu deli gidiş içerisinde bir kenarda durup, yakamızdan tutup kendi kendimize sormamız lazım, ‘Derdin ne senin?’ diye. Zaman ellerimizden kayıyor ve bu zamana şahitlik meselesini kaybediyoruz.
“Yamaçlarda dinelen kuru çalıların
Rüzgârla muhabbeti gibi
Geçici bir serinlik sonrası çakıl taşları ile
Olduğu yere tutunarak
Bir kifayetsiz muhterisin ardından
Bakakalmak gibi
Çoğu zaman yaşamak!
Bir çakıl taşının omuzunda yük sanki
Her gelip geçenin eline tutuşturulan el ilanları gibi
Yüreğe değmeden dilden dökülen dostluk naraları
Ve yorgun yamaçlardan yavaş yavaş süzülen gün batımı gibi
Hiçbir yerde konaklamadan
Bir göçebenin yurtsuzluğu gibi ömrüm!
Geldim demeden gitmek gibi
Bir pişmanlık sonrası düşen ah!
Yalınkat kalmış hüzün gibi, geçip giden ömrüm benim.”
(Gibi, 2017, Yakup’un Defteri)
Kıymet bilmek! Belki de dünyadaki en önemli mesele bu gibi… İnsanın yanılgılarının sebebi de bu olmalı. Gözünün önündeki değeri görememek tam da gaflet böyle bir şey olsa gerek. Perdelenmiş olmak. Apaçık hakikati bile isteye inkâr ederek üretilmiş sahteliklere tapmak. Bugün herkes hemen her şeye bir........
© Milli Gazete
visit website