İçimizin acısını yine bizden birine döküyoruz
Şöyle hayal edin, İslam ordusu birçok sebepten dolayı bozguna uğramış.
Küfrün karanlığında her bir komutan, bulduğu sığınağa çekilmiş.
Herkes kendini korumak için kendi imkanlarıyla dinini koruma şekli üretmiş.
O ürettiği şekilden başka bir şey de geliştirememiş. Bildiği o kadardı.
Aradan yıllar geçmiş, o nesil ahirete göç etmiş.
Yeni nesil alacakaranlıkta, diğer Müslümanları da görmeye başlamışlar ama her birinin İslam adına Allah rızası için yaptıkları, kendilerininkine benzemiyor.
Onları dışlamışlar.
Alacakaranlıkta doğup alacakaranlıkta büyüyüp, alacakaranlıkta dinini yaşayan bizler, çaresizlik halinde geliştirdiğimiz metodu, din kabul etmişiz.
Biz de o iyi niyetli atalarımızın o günün şartlarında geliştirdiği metodu, din kabul etmişiz.
Bize benzemeyeni bizden saymama savaşına girmişiz.
Bizi bozguna uğratanları hiç görmediğimizden onlarla çatışmaya girmiyoruz.
Korkumuzdan değil, bilmediğimizden, tanımadığımızdan, camimize gelmediğinden, aynı mahallede oturmadığından tanımıyoruz.
Hani İstanbul’un........
© Milli Gazete
visit website