menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Dünden bugüne

11 0
06.03.2024

“Türk padişahı Ahmet’in oğlu Abdülhamit’in saltanatının on birinci yılında, zafer kazanmış olan Ruslar, Kırım’ı alıp İstanbul’a giden kıyılara bayraklarını diktikleri sıralarda, Osmanlı İmparatorluğu’nda yolculuk yapıyor; eskiden Suriye ve Mısır krallıkları olan eyaletlerde dolaşıyordum.

Bütün dikkatimi toplum olarak yaşayan insanların mutlulukları üzerinde toplayarak kentlere giriyor, içinde oturanların göreneklerini inceliyordum; saraylara sokuluyor, yönetenlerin ne yol tuttuklarına bakıyordum; köylerde dolaşıyor, toprağı eken insanların yaşam koşullarını inceliyordum. Her yerde yoksulluk gördüğümden dolayı, üzüntü ve nefret içinde, yüreğim parçalanıyordu.

Her gün, yolumun üstünde, boş bırakılmış tarlalar, terk edilmiş köyler, yıkılmış kentler buluyordum: Çoğunlukla eski anıtlarla, tapınak, saray, kale, yıkıntılarıyla, sütunlar, su kemerleri, mezarlarla karşılaşıyordum; bu görünüm, ruhumu geçmiş zamanlara dalıp onları düşünmeye sürükledi; içimde ağırbaşlı ve derin düşünceler uyandırdı.

Asi ırmağı kıyılarındaki Humus kentine vardım. Burada, çöllerin ortasındaki Tüdmür (Palmyre) kentinin çok yakınında olduğunu anlayınca, herkesin anlata anlata bitiremediği anıtlarını gözlerimle görmeye karar verdim.(…) Kulübelerini tapınağın önündeki alana kurmuş yoksul Arap köylülerine konuk oldum. Bütün bu yapıtların güzelliklerini birer birer anlayabilmek için, birkaç gün burada kalmaya karar verdim.”

Alıntıladığım satırlar; Fransız düşünür ve tarihçi........

© Milli Gazete


Get it on Google Play