menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Şeytan ve siyonizm

12 12
28.08.2024

Bismillahirrahmanirrahim;

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Hak üzere olmak ve İslam’ca yaşamak için sadece Hakkı bilmek yeterli olsaydı, Allah bize Kur’an’da batılı, şeytanı, inkârcı Yahudileri, müşrik Hıristiyanları ve bunların yaptığı fesadı, zulüm ve taşkınlıkları anlatmazdı. Birçok insan; hakkı bilmelerine rağmen batıldan; Siyonizm’den, şeytan ve adamlarından ve fesat planlarından gafil oldukları için, batılın tuzağına düşmektedirler. Hak-batıl mücadelesinde tarafların diğerine karşı geliştirdiği taktikler incelendiğinde Siyonizm’in ve işbirlikçilerinin şuurlu Müslüman hareketlere karşı değişik yöntemler sergilediğini görebiliriz. Bilmeliyiz ki, Siyonizm ve İşbirlikçileri ile şeytan arasında, insanlığı İslam’dan uzaklaştırmak için tam bir ittifak vardır. Şeytan, bütün fesat hareketlerinin lideri konumundadır. Şeytan her dönemde kendisine uşaklık yapabilecek dostlar bulabilmekte fert ve toplulukları şer işlerde kullanmaktadır. Çeşitli hastalıklara karşı savaş açan doktorların, bu hastalığa neden olan mikropları bilmeleri ve bu mikropları tanımaları nasıl gerekli ise, Siyonizm’e karşı mücadele eden Milli Görüş ve Müslüman toplulukların da şeytanı ve Siyonizm’i bilip tanımaları gerekir. Özellikle de işbirlikçi münafıkları tanımaları bir zarurettir. Tarihin değişik dönemlerindeki fesat hareketlerini incelerken, bu hareketlerin, görünür faaliyetlerinden ziyade, bunların sahip olduğu zihniyet tanınmalıdır. Bu nedenle tarihte sergilenen fesadı şeklen bilmemiz, bizler için yeterli olmayacaktır. Bu fesadın mantığını bilmek önemlidir. Bu fesadın mantığı bilinmeden, batıla karşı verilecek mücadelede başarılı olunamaz.

DÜŞMAN

İslam’ca düşünen ve adil bir dünyada yaşamak isteyen her Müslüman fert ve toplum, şeytanı, Siyonizm ve işbirlikçilerini düşman olarak bilir, tanır ve bunlar konusunda gaflete düşmez. Düşmanı tanımak, ona karşı verilecek mücadele içindir. Düşmanı kınamak, yaptığı fesadı lanetlemek, tek başına onunla mücadele etmek anlamına gelmez. Düşmanla........

© Milli Gazete


Get it on Google Play