Ferasetli Değildiler, Hep Güce Eğildiler
Devlet yöneticileri için “adalet” ölçüsünü gösteren bir genel kaide vardır. Herkes bilir:
“Güçsüz de olsa haklının yanında, güçlü de olsa haksızın karşısında olmalı.”
İsminde “Adalet” yazan AKP’nin bu kaideyi nasıl uyguladığını örnekleri ile hatırlayalım:
Kuruluş aşamasında, kurucuların “feraset” donanımlarının eksikliğinden dolayı; sömürü dünyasının mütegallibesi ve süper gücü Amerika’yı su yolu edinip, onun şeytani planlarını uygulayacağına dair sözler vermiş ve dünyayı ifsat etmek üzere hazırladığı BOP Eşbaşkanlığı’nı üslenerek, siyaset dünyasına doğmuşlardı. Bu en baştan güce teslim olmak, güç karşısında eğilmek demekti. Bu aynı zamanda gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek anlamına geliyordu ve diğer düğmeleri iliklerken asla bunu düzeltme şansı olmayacaktı.
Nitekim Afganistan işgalinde haklı ve fakat zayıf olan Müslüman halkın değil, haksız ve zalim işgal güçlerinin yanında yer aldı. Afganistan’da yapılan katliam ve zulümleri burada saymasak da okuyucularımız bunun milyon rakamları ile ancak ifade edilebileceğini biliyor. Sonunda galip gelen haklı Afgan Müslümanları zalim güçlerin yanında Türkiye’nin askeri gücünü de ülkelerinden çıkardılar.
Irak’ın zalim sömürgeci Amerika tarafından bin bir zulüm ve yıkımla işgal edilmesi esnasında AKP iktidarı, haklı Irak’ın Müslüman halkının yanında değil, güçlü ve haksız işgalcilerin yanında durmuş, her türlü........
© Milli Gazete
visit website