Zafer Halayı
Gazzeli bir gencin, Yahudileri perişan ettikleri bir muharebenin sonunda zafer oyunu oynayışı, bana Habeşlilerin mızraklarıyla Mescid-i Nebevi’de oynadıkları savaş oyununu hatırlattı. Hz. Ömer’in (R.A.) onların oyununa mani olmak istemesi üzerine Peygamber Efendimiz (A.S.M.), “Bırak oynasınlar” buyurmuş, kendisi de onların oyunun seyretmiş, Hz. Âişe validemizi de ridasıyla setrederek onun da o oyunları seyretmesine izin vermiştir.
Bu hadis-i şeriften anlamaktayız ki, cihat talimlerinin oyun şeklinde takdimi câizdir. İslâm âleminde bu tarz oyunlar çoktur. Sonradan içlerine haram çalgılar, kadın-erkek karışık oynanması gibi haramlar ve bid’atlar katılmıştır. Onları çıkarırsak bu oyunlarda bir asalet, bir kahramanlık destanı, bir cengaverlik vardır. Mesela Çeçenlerin oyunu gibi. Hançerlerle yaptıkları karşılıklı oyundan sonra ağızlarına aldıkları hançeri bir tahtaya saplamaları, o diz vuruşları, avının üzerine atılan aslan gibi hamleleri görülmeye değer. Bizim kılıç-kalkan oyunu, zeybek oyunu aslında mücahitlerin hamlelerini canlandırır. Her bölgenin bu tarz oyunları vardır. İşte Gazzeli genç de o oyunlardan birini oynamaktaydı.
Gözümün önünde bu tarz zafer halaylarının çekildiği günler canlandı. Düşünün; Gazze’den, Kudüs’ten, bütün Filistin topraklarından son Yahudi işgalci de defedilmiş. Mescid-i Aksa’ya girerken, Müslümanları taciz eden o melanet Yahudi askerleri yok, kadınları taciz o eden rezil çıfıtlar yok. Hür bir şekilde Mescid-i........
© Milli Gazete
visit website