Kiracı
Ülkemizde kiracı-ev sahibi problemi kanayan bir yara haline gelmiş vaziyette. Siyasi iktidarın % kararı bu problemin üzerine tüy dikti. Kiracının oturduğu ev bir mülktür. Burada alım-satım yoktur, ancak karşılıklı rızaya dayalı bir faydalanma vardır. Her iki taraf anlayışlı olduğu takdirde problem yok. İki taraf da verdiğinin ve aldığının hayrını ve bereketini görür. Ancak şu anlatacağım hadisede olduğu gibi taraflardan birinin niyeti bozuk ise, işte o zaman ortaya çok sıkıntılı haller çıkar. Anlatacağım hadisenin her safhasının şâhidiyim.
Ülkemizde çoğu kişinin yaptığı gibi, bir tanıdığım dişinden tırnağından artırdığı ile bir ev alır. Oğlunu evlendirip buraya koymak yerine çocuk iş buluncaya kadar kooperatife girerek aldığı evde birlikte oturmak, emekli geliri ile kirayı birleştirerek geçimini yapmak ister. Bir kiracı adayı gelir. Yeni lokanta açtığını söyler. Ev yeni boyanmış, pencereleri ve mutfağı değiştirilmiş, pırıl pırıldır. O kiracı adayı kapıları beğenmez. Ev sahibi de onun tavrını beğenmez ve “Sana ev vermem!” der. Kiracının henüz yeni astsubay çavuş olan oğlu devreye girer ve kiracının elini öperek, “Senin muhatabın bundan sonra benim” der. Ev sahibi de o astsubay çavuş gence, “Ben seni tanırım!” der. Kirayı da o çevredeki rayice göre oldukça düşük tutar. 2. sene koronavirüs çıkar. Kiracı, “İşlerimiz kesat. Kira artışı yapmayalım!” der. Ev sahibi kabul eder. 3. sene de aynı........
© Milli Gazete
visit website