Yahudilik-masonluk münasebeti…
Layiktez’in nakliyle, Ali Fethi’nin beyânâtının zikredildiği makâle
Layiktez, İngiltere Masonluğunun Arşivinde araştırmalar yaparken, Courrier de la Champagne isimli ve Reims’de münteşir Fransız gazetesinin 3 Kasım 1912 târihli nüshasının kupür hâlinde muhâfaza edilmiş birinci sayfasında, Claude Helluy’nin, Osmanlı’yı emsâl göstererek Masonluğun bir memlekete verdiği büyük zarârlardan bahseden makâlesini görüyor. Makâlede, Türkiye’nin son Balkan Harbi mağlûbiyeti Masonluğun kötü têsîrine hamlediliyor. Bunun içindir ki Muharrir, makâlesine, (Layiktez’in tercümesiyle) “Hürmasonluk, Türkiye’yi Öldürdü” başlığını koymuştur.
Helluy’nin makâlesinde, kendisinin yaptığı yorumdan ziyâde, verdiği şu bilgiler fevkalâde câlib-i dikkattir:
Makâleyi kaleme aldığı târihten iki sene evvel, yânî 1910’da, bir Osmanlı Mason Murahhas Hey’eti, Fransa Meşrik-ı Âzamı İdâre Hey’eti İkinci Reîsi Morin’in [muhtemelen Jean-Baptiste Morin (1851 – 1919)] refâkatinde, La Sincérité de Reims Locası’nı ziyâret etmiş, Muharrir, bu vesîleyle, Osmanlı’nın başına Masonların geçmesinin bu memleketi mahvedeceğini îzâh eden bir makâle neşretmiştir ve şimdi tahmîninin doğru çıktığını müşâhede etmektedir: Mason iktidârı yüzünden, Osmanlı, Balkan Harbi mağlûbiyeti gibi büyük bir felâkete dûçâr olmuştur…
Muharrire nazaran, Osmanlı Hey’etini Fransa’ya dâvet edip seyâhatini finanse eden Fransa Meşrik-ı Âzamı’dır. “Mascuraud K.in yönettiği kervanda en azından 15 mason vardı!” (Layiktez 1999: 117) Bu hey’ete coşkuyle hitâb eden La Sincérité de Reims Locası Murahhası Lenoir, “Osmanlı Kardeşlerini ülkelerinde cumhuriyeti ilân etmeye, sonra da ‘barışçı bir orduyla’ Avrupa Birleşmiş Milletleri’ni kurmaya dâvet ediyor”… (Bu hitâbenin mekânı tasrîh edilmemiştir.)
Helluy, bu noktada, Ali Fethi’nin Voltaire Locası’ndaki konuşmasına atıfta bulunuyor:
“Paris Büyük Elçiliğinde askerî ataşe olan Fethi Bey K., bu öneriye [Renoir’ın önerisine] dünden razıydı, zira geçen Cuma günü Voltaire Locasının toplantısında, ‘Hürmasonluk, Türkiye’de [de] Fransa’da oynamış olduğu rolü oynayacaktır’ diye haykırmaktan çekinmemişti.” (Layiktez 1999: 117)
Bu cümlede herhâlde “le vendredi précédent” tâbiri geçiyordu. Layiktez, onu “geçen Cuma” şeklinde tercüme etmiş olmalıdır; ki bu ifâde yanlış anlamaya yol açıyor. Doğrusu,........
© Milat
visit website