Depremin yıldönümünde...
Bundan bir yıl önce 6 Şubat sabahı saat 04.17’de başlayan Deprem Fırtınası ile ülkemizin on bir şehri yara alırken Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Malatya bu afetten en çok etkilenen şehirler oldu. Depreme Adana’da dokuzuncu katta yakalanan biri olarak çocuklarıma sarılıp Kelime-i Şahadet getirmekten başka yapabildiğim bir şey yoktu. Deprem durduğunda binamızın ayakta kalmış olmasına şükrederken yaşadığımız o sarsıntı nedeniyle şehirde birçok binanın yerle bir olduğunu düşünüyorduk. Sığınmak için aldığımız evlerimizden can havliyle dışarıya kendimizi attığımızda şehrin bütün sokaklarında insanların bir telaş ile evlerinden kaçmaya çalıştığını gördük.
Depremin vurduğu şehirleri görüp de etkilenmemek elde değildi. Bu öyle bir felaketti ki bunu ne biz yaşayanlar anlatabilirdik ne de dinleyenler anlayabilirdi! Depremin en çok etkilediği illerden biri olan Adıyaman'da Hollanda Arama Kurtarma Ekibinden birinin söylediği “Siz Tanrı'yı bu kadar kızdıracak ne yaptınız?” cümlesi durumu özetler niteliktedir. “Rabbim, bir daha böyle bir acı ve afet yaşatmasın.” Demekten başka bir söz kalmıyor.
Yaşanan bu acı her ne kadar “Asrın Felaketi” olarak anılsa bile bir başka açıdan baktığımız zaman “Asrın Musibeti” demek daha yerinde olacak fikrimce. Sonra Hollanda Arama Kurtarma Ekibindeki kişinin “Siz Tanrı'yı bu kadar kızdıracak ne yaptınız?” sorusunu dikkate almak gerekiyor. Bugün “Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir; kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar.” (Şura Suresi, 30. Ayet) ayetinin hakikatini kavramak gerekiyor. Bunun için de hatayı kendimizde arayarak doğruyu........
© Milat
visit website